Dile Müdehale

Yazımda tedric taraftarlarının haklı çıktıklarına işaret ettiği zaman, kasdım müdahalesiz tedric değildi.Ben de müdahale taraflısıyım. Şunun için: Devlet cemiyetin şuurunu ve iradesini kendisinde uzuvlaştırır. Onun müdahalesi dışardan içeriye, bir yabancının kâhyalığı değil, cemiyetin kendi içinden, kendi kendisi üstüne yaptığı samimi bir tesirdir. Uzvî ıstıfayı kolaylaştırmak için cerrahın ve nebati ıstıfayı kolaylaştırmak için ormancının, bahçıvanın müdahalesi ne kadar zarurî ise, içtimaî ıstıfayı kolaylaştırmak için de devletin karışması o kadar gereklidir.Fakat yine dostumun izah ettiği gibi bu müdahale, kolektif şuurun zevkine ve eğilimlerine (temayüllerine) aykırı olduğu zaman tekâmülü köstekler.Evet, dille oyun olmaz.Ben de o yazımda “dil zora gelmiyor, bolluğu gelmiyor,aceleye gelmiyor” demekle dilin tabiatına aykırı müdahalelerin yanlışlığını belirtmek istemiştim. “Seve seve, azar azar ve yavaş yavaş” sözü yoktu.Bilirim ki spontane tekamülden verimli ve düzenli bir bahçe değil, ısırgan ve baldıran otlarıyla bir arada türeyen dağ çiçekleri fışkırır. Bu ısırganları ve baldıran otlarını devlet eli bulacak ve hatta kırları bahçe haline devlet eli sokacaktır. Bahçıvansız tekâmül, molozlu ve ağır bir dağ başı tekâmülüdür, başka bir şey değil.
Peyami Safa - OBJEKTİF:1 - Osmanlıca Türkçe Uydurmaca - Sayfa 111

Türü
Deneme
Sayfa Sayısı
285
Baskı Tarihi
1990
ISBN
978-975-437-0288-1
Baskı Sayısı
3. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Yayın Evi
Ötüken
Türk dili üzerindeki tartışmalar devam etmektedir. Bir Türkçülük hareketi olarak başlatılan özleştirme akımı tam bir millî kültür yabancılaşması haline dönüştürülmüştür. Kelimeler -ve tabii onlarla birlikte millî kültür muhtevaları-atılıyor, uydurma kelimelerle gayri millî bir kültür kurulmaya çalışılıyor. Böylece nesiller birbirine ve yeni nesiller millî kültüre yabancılaş¬maya devam ediyor.