İnsan hakları mı dediniz? II

Neden Altını Çizdim?
İnsan hakları, Kilise'ye karşı mücadelenin anahtar kelimesiydi. Özgürleşen ve halkarını kendisi alıp, kendi haklarını da kendisinin tanımlayabileceğine inanan insan, seküler ve profan insandır. Acaba Müslüman böyle olabilir mi?
Fransız İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisi (1789), Amerikan özgürlük belgelerinden ve özellikle Bağımsızlık Bildirisi'nden yararlanmış olsa bile etkisi ve yaygınlığı ondan daha fazla olmuştur. Bayet, bu bildiri için: "...Ne yazık ki, Bildiri herkesçe benimsenmiş değildir. 29 Mart 1790 tarihinde Papalık, herkese "din konusunda istediği gibi düşünme ve düşüncesini serbestçe açıklama özgürlüğünü tanıyan" maddeleri şiddetle mahkum etti. Böylece mücadele başlamış oldu. Bu mücadele 1790 Temmuzunda, Meclis'İn papaz takımının sivil örgütünün kuruluşunu karar altına lması ve bütün din adamlarının "yurttaş yemini" etmelerini istemesi üzerine iyice kızıştı. Din adamlarının büyük bir kısmı reddetti bunu. Bir yandan "anayasacılar"ın yani "yeminliler"in, öte yanda "kafa tutanların" yani "yemin vermeyenlerin" birbirine karşı dikeldikleri görülür. 1792'den sonra bu sonuncular halk düşmanı ilan edilmişlerdir.
Rasim Özdenören - Yeni Dünya Düzeninin Sefaleti - Sayfa 154

Türü
Diğer
Sayfa Sayısı
219
Baskı Tarihi
1996
Yazılış Tarihi
1996
ISBN
975-355-187-8
Baskı Sayısı
1. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Yayın Evi
İz
Yazdığı tüm eserlerde "Müslümanca düşünme" kaygısını öne çıkaran Rasim Özdenören'in 1996 baskılı bu eseri, 28 Şubat döneminin baskıları altında dahi gayet mutedil şekilde kaleme alınmış ve "yeni dünya düzeni" persektifinden Müslüman'a İslam'a teslim olmayı öğreten bir eser.