filistin

Neden Altını Çizdim?
(sy.128) "Bu dünyada gerçek erkeklerin sayısı üçtür Emir. Atak, kurtarıcı Amerika, Britanya ve İsrail. Gerisi.. püff.. Dedikoducu kocakarılardan farksız."

"Gerçek erkekler adası.."

Ona(Baba'ya) göre İsrail, aklı fikri petrolün kaymağını yemekte olduğu için kendisiyle ilgilenmeye vakit bulamayan Arapların ortasında bir "gerçek erkekler" adasıydı. Alaycı, abartılı bir Arap aksanıyla, "İsrail şunu yaptı, İsrail bunu yaptı," diye sızlanırdı. "Öyleyse bir şeyler yapın, kardeşim! Harekete geçin. Madem Arapsınız, o halde Filistinlilere yardım edin!"

Türü
Roman
Sayfa Sayısı
0
Baskı Sayısı
0. Baskı

Süt ve Bal Akan Ülke

Sömürgeciler, işe, göz diktikleri toprak parçasını överek, ona haniyse "ulvi" nitelikler yakıştırarak başlarlar. Mesela, daha onyedinci yüzyılda -İsrail'in kurulmasından 300 yıl önce!- George Sandys, İngiliz şair, Filistin'i "süt ve bal akan ülke; yaşama elverir bir dünyanın ortasında, ılıman bir iklimde; güzel dağlar, zengin vadilerle süslenmiş, mükemmel sular fışkırtan kayalar; hiçbir köşesi yok ki, esenlik ve servetten yoksun olsun!' diye anlatırdı. İkinci aşamada, tamah edilen toprak, üzerinde yaşayan insanlardan soyutlanır, sömürgecilerin gönlünde eski medeniyetleri, görkemli geçmişi -nasılsa bir yerlerde bir iki harabe vardır!- ve yerlilerden olmasa, "muhteşem!" olabilecek geleceği ile yer eder! Gel gör, o güzelim topraklardan o Allah'ın belası yerliler hiç eksik olmazlar! Bu durumda iki şey yapılabilir: Birincisi Golda Meir Örneği, ' Filistinliler diye birileri yoktur! diye kestirip atmaktır. Bu yutturulabilirse dünya kamuoyuna 'ülkesiz bir halk için, halksız bir ülke' gibi fevkalede akılcı ve haklı bir dilekçe ile başvurulabilinir! Ha, eğer bu pek bir kör kör parmağım gözüne bir iddia ise, bir ikinci yol daha vardır. O da, yerlilerin var olduğuklarını kabul etmekle birlikte, 'onlar sayılmaz'ı oynamaktır. Yerliler 'sayılmaz' çünkü ya Kızılderililer gibi 'vahşi' ya da Araplar gibi marjinal bir medeniyetin mensupları oldukları için o güzelim toprak parçasına layık değildirler! Sömürgecilerin yakıştırmalarının tutması ve sürmesi için 'yerliler'in kendilerini takdim etmeleri, çağdaşlarına bir özgeçmiş, bir niyet mektubu sunmaları önlenir. İlk aşamada 'takriri sükûn' kanunu türünden önlemler alınmak suretiyle yerlilerin gerçekliklerinin üstü örtülür. İkinci aşama biraz daha karmaşıktır; bir yandan yerlilere özgeçmişleri unutturulurken, öte yandan da onları sömürgecilerin çıkarları doğrultusunda yeniden biçimlendirmek geretirir ki, o doğrultuda düzenlenmiş eğitim sisteminin uygulamaya konulması demektir.

Türü
Roman
Sayfa Sayısı
0
Baskı Sayısı
6. Baskı
Basım Yeri
Topkapı/ İstanbul
Yayın Evi
Pegasus Yayınları
Editörü
Yusuf Tan
Mütercimi
Özkan Özdem
Orijinal Adı
The Lemon Tree

Bir zamanlar yaşadığımız evi görmek..

Lütfen, dedi Yasser, "sadece bir zamanlar yaşadığımız evi görmek istiyoruz." Kadın hırçınlaştı. "Eğer hemen gitmezseniz polis çağırırım!" diye bağırdı. . . Yasser sessiz bir şaşkınlıkla sürükleniyordu. "Sanki ruhu yok gibiydi." diye anımsadı Beşir. "Sadece yürüyen bir vücuttu, başka bir şey değil."

Bizim İmparatorluk

Kamame kilisesinin hristiyan milleter arasında bölünmüş olduğunu bilirsiniz.İçerisinin her parçası ve kilisenin her hizmeti bir başka cemaatindir.Bu cemaater yalnız anahtarı pay edememişlerdir.Anahtar bir hoca da durur.Bütün bu kıtalarda biz işte bu hocanın görevini yapıyoruz.Ticaret, kültür, çiftlik, endüstri, binalar herşey arapların veya başka devletlerin ...Yalnız jandarma bizim idi; jandarma bile değil , jandarmanın esvabı.

Türü
Roman
Sayfa Sayısı
157
Baskı Tarihi
1924(ingilizce basım)
Yazılış Tarihi
1920
Baskı Sayısı
0. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Yayın Evi
Ayrıntı
Editörü
Bülent Somay
Mütercimi
Füsun Tülek
Orijinal Adı
Mıy

Biz", (Rusça: Мы - Mıy), Rus yazar Yevgeni İvanoviç Zamyatin'in bir romanı. Yazarın en bilinen eseri ve tek roman çalışmasıdır. 1920 yılında kaleme alınan eser yazarın ülkesinde ancak 1988 yılında yayımlanmıştır.26.yüzyılda geçen romanda insan doğadan ve kendi "ben"liğinden koparılmıştır."Biz"leşerek teknolojiye ve bürokratik devlete teslim olmuştur.Kişisellik yoktur.İnsanların adları değil,numaraları vardır.Saydam,cam duvarlar arasında yaşayaninsanlarınher dakikası devletçe belirlenmekte,denetlenmektedir.

İlk olarak

Silahlara başvurmadan önce sözün gücünü deneceğiz.