mantıksız

Türü
Deneme
Sayfa Sayısı
324
Baskı Tarihi
1999
Baskı Sayısı
2. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Yayın Evi
Ötüken
Bir sanat eseri, yaratıldığı devre göre ve o devrin hassasiyetini, zevkini ve anlayışını en iyi ifade ettiği için mi değer kazanır? Yoksa o devri aşan, her zaman için taze, hatta her zaman yeni güzelikleri keşfedilen ebedi değerlere mi sahiptir? Başka ve daha kestirme bir deyimle, bir eserin, bilhassa bir şaheserin değeri "tarihi" midir, "ebedi" mi? Batıda bu mesele çok münakaşa edilmiştir. Geçen asrın büyük Fransız tarihçisi ve filozofu Ernest Renan "İlmin Geleceği" adlı meşhur eserinde tarihi görüşü savunur. "Mutlak bir hayranlık daima sathidir.

Edebiyatta Mantık

Geceyle aramızda mavi bir şey sallanır Ki ölüm kadar uzak, ki ölüm kadar güzel mısraları karşısında bir mantıkçı sorabilir: - Nedir o sallanan şey? Neden mavi? Neden ölüme benziyor? Neden güzel? Ölüm sallanır mı? Ölüm mavi midir, güzel midir? Duman var hemşerim ormanda Duman ağaçların rüyası! mısraları önünde de mantıkçıyı susturmak mümkün* değildir. Yahut da, şiirin kesafetini ve bu kesafetten doğan seyyalesini feda ederek ona uzun uzun ve kaba kaba anlatmak lâzımdır: Bâzı dalgın ve hüzünlü anlarımızda gecenin şeffaf ve lâcivert karanlığı ile aramızda mavi bir şey sallanır gibi olur. Hakikatte sallanmaz; bu, gece ile ruhumuz arasındaki münasebeti cisimsiz bir renk gibi az çok müşahhas bir hale koymak isteyen bir hayaldir. O kederli ve yorgun ağızda bize güzel görünen ölüm de, bazan hayatın gecesiyle bizim aramızda adetâ gözle görünen mavi bir şey gibi dalgalanır. Öteki mısralara gelince şüphesiz, mahlûkat arasında hayvanlardan başka uykuya dalan yoktur. Ağaçlar rüya görmez. Fakat burada şâir, dumanı ağaçların rüyası gibi tasavvur ederken hem ormanı daha canlı bir hale getiriyor, hem de ilh... Şiir bakımından böyle bir izah o mısralardan daha mânâsız olduğu halde mantıkçıyı tatmin edebilir, fakat şâiri güldürür. "Mantıksız-mânâlı" ve "mantıksız-mânâsız" arasındaki farkın anlaşılmamasını istismar eden şarlatanların san'atkârlar arasına karışması yeni san'atların anarşisini doğurmuştur. Tasvir-i Efkâr, 18 Nisan 1941