Milletin ruh cephesindeki zaferi, millet ruhunu yapan maarifin başarısına bağlıdır. |
O (Nurettin Topçu), milletin ruh cephesindeki zaferini, millet ruhunu yapan maarifin başarısına bağlıyordu. "En büyük emeli, ebedi olduğuna, inanmış bir ruhun, bu topraklar üzerinde cemaat şuuruyla varlığına sahip çıkması, vatan çocuklarına iman ve ideal aşısı yapacak münevver kadroların yetişmesi idi." Bütün gayretleri geleceğimizin sahibi olacak böyle bir neslin yetişmesini sağlamak için oldu.
|
184 |
|
Öyle namussuz adam ki hiç düşmanı yok |
Nurettin Topçu "muhterem adam" sıfatıyla cemiyette ve siyasette işini yürüten ve düşmanı olmayan insanlar için "Öyle namussuz adam ki hiç düşmanı yok" diyordu. Menfaatini mabudu yapan ve "Baktın zamane uymadı, sen uy zamaneye" diyenlerin değil,
"Adem ol, isterse hasım olsun bütün alem sana"
veya
"Ey can bir can için her cana minnet eyleme
Muhannet dünya için nadana minnet eyleme"
diyebilen insanların dostuydu.
|
169 |
|
Yuha Dede |
Konya'da mezarlık yolu üzerinde tek odalı bir izbede yaşayan erenlerden biri ölenlerin tabutları geçerken izbesinden çıkar
- Yuha veya "yuh olsun" diye bağırırmış, ama cemaat de kendisine birşey diyemezmiş. Dedenin adı Yuha dede diye kalmış, bu arada gerçek ismi de unutulmuş. Gün gelmiş Yuha Dede'ye de emr-i hak vaki olmuş. Camiye getirilmiş, gasli yapılmış, namazı kılınmış, mezarlığa doğru tabutu taşıyan cemaat tam izbesi önünden geçerken çoluk-çocuk "şimdi vaktidir" demişler ve;
- Yuha, diye bağırarak sözünü iade etmişler. Ancak bunu üzerine Yuha Dede başını tabuttan çıkararak;
-Onların gittiği yere gidiyorsam benden de yuha, demiş ve tekrar tabuta uzanmış.
|
162 |
|
Müslüman Adam |
Nurettin Topçu: "Müslüman adam, bırak biraz da başkaları kazansın diyebilen adamdır." |
161 |
|
Bir kitaba muhtacız |
Bize bütün hareketlerimiz için değer ve kaide sunacak, satıcıdan siyasiye, doktordan gazeteciye, çocuktan ihtiyara kadar hepimizin yaşayışına ruh ve mânâ katacak, anlaşılmış, sistemleştirilmiş, hikmetleri, bütününün birliği içinde saklayarak her aleme pencerelerini açacak büyük mektebin temel hakikatlerini ihtiva eden bir kitaba muhtacız. Bu kitabı, asrın anlayışıyla, bütün hürriyet, bütün hikmet ve bütün hakikatiyle mektebimize temel yapmalıyız.
Bu Kitap KUR'AN'dır.
|
151 |
|
İnsanlar ölünce unutulmazlar, unutulunca ölürler |
O, (Nureddin Topçu) "insanlar ölünce unutulmazlar, asıl insanlar unutuldukları zaman ölürler" derdi. |
140 |
|
Hayat affetmek ve şükretmek için bir mühlettir |
Rahmi Eray'ın bir tarifi vardır. "Hayat affetmek ve şükretmek için bir mühlettir." |
139 |
|
Uzmanlaşmak.. |
Bir konuda uzmanlaşın! Yıllarınızı bununla değerlendirip, eserler üreterek geriye memleketin derdini halletme yolunda çaba göstermeniz gerekir.
|
117 |
|
Hiç insan dururken, tabiatta bahsedilir mi? |
Tabiatı anlatanlar basit - küçük sanatkarlardır.
Şarkta Sa'di ile Mevlana, batıda ise Goethe sonsuzluğa çevrili sanat halinde ahlak duygusunun terennümcüsüdürler.
Dostoyevski; "Hiç insan dururken, tabiatta bahsedilir mi?" Der.
|
106 |
|
Yavuz |
Yavuz Sinan Paşa'yı sadakati ve dirayeti dolayısıyla çok takdir eder ve severmiş. Yavuz gibi bir güçlü devlet adamının vezir-vüzerası bile ona sık sık ihanet edermiş. Vezirlerine kadar pek çok hainin boynunun vurdurttuğu tarih yazarlarının, vak'anüvislerin kaydettiği bir gerçektir. Sinan Paşa'da onun çok sevdiği ve güvendiği bir paşaydı. Vezarete atanan Sinan Paşa birgün divanda şakayla Yavuz Sultan Selim'in ağzını aramış:
- Padişahım, sizin vezirlerinizin de boynunu vurdurttuğunuzu cümle alem bilir. Acep ben Sinan kulunuz için ne düşünürsünüz?
Yavuz yarı ciddi, yarı şaka bir tavırla;
- Senin de boynunu vurdurtmayı düşünmüyor değilim. Fakat henüz yerine vezir yapacak birini bulabilmiş değilim, demiş.
|
86 |
|