1897-1913. Beyitler

1897. Ey birâder, aklı artık topla sen, Her baharın, sonbahar gelmiş hemen 1898. Tazedir gör, yemyeşil gönlün bağı, Yâsemin, selvi ve güller yaprağı! 1899. Gül ve yaprak çoklaşır, dal gizlenir. Yaprak örter, köşk ve yollar gizlenir. 1900. Akl-ı küllden, söylenen sözlerdi bu, Bahçe dolmuş, selvi, sümbülden koku. 1901. Gülse yok, yok burda gülden bir koku, Yoksa mey, yoktur meyin coşkunluğu. 1902. Gösterir yol, korkma rehberlik dolu, Kevser'in nehriyle, cennettir yolu. 1903. Gözde nûrlar üzre dermandır koku, Açtı göz, gördürdü birden Yâkûb'u 1904. Pis kokan şeyler karartmıştır gözü, Hoş kokan şey var ya, aydınlık özü. 1905. Sen Yusuf olmaz isen gel Yâkûb ol, Ağlayıp hem bitmeyen bir aşkla dol! 1906. Bir nasîhat der, Hakîm-i Gaznevî, Der kurulsun, köhneden bir feyz evi! 1907. Nâz için güller gibi bir yüz gerek, Böyle bir yüz yoksa, yok nâz eylemek. 1908. Nazları gelmiş soğuk çirkinlerin, Dertleri bir başka derttir körlerin. 1909. Sen Yusuflar üzre artık etme nâz, Gel de Yâkûb misli et hep âh, niyâz! 1910. Öldü tûtî, hem de kastıymış niyâz, Hem niyâz, ölmek fazilet, öl biraz! 1911. Üflesin İsâ nefes, gel sen diril, Sen mübârek ol yücel, İsâ misil. 1912. İlkbahar gelsin yeşermez asla taş, Toprak ol, sürsün çiçekler sende baş. 1913. Hep gönül yırttın, taş oldun bunca yıl, Öğren artık bir zaman toprak kesil.
Mevlana Celaleddin-i Rûmî - Mesnevi - Sayfa 85