8 Eylül 1933
Gecenin yalnızlığının içinde epey yüksekte, bir pencerenin ardında yabancı bir lamba çiçeklendi. Şehrin geri kalanı zifiri karanlık, sokakların aydınlığından belirsiz yansımaların nefes nefese tırmanarak, tersten gelen bir ay ışığı gibi serpildiği yerler dışında. Gecenin siyahında evler de renklerini, tonlarını pek belli etmiyor: çatıların düzenini bozan tek şey aralarındaki belirsiz, adeta soyut farklılıklar.
Görünmez bir ip, beni lambanın isimsiz sahibine bağlyor.İkimizin de uyanık olmasının yarattığı ortaklık değil bunun nedeni: Karşılıklı olamaz bu durum, çünkü ben pencerenin kenarında karanlıkta durduğumdan o beni kesinlikle göremez. Sebep başka bir şey, sadece bana ait, yalnızlık duygumla bağlantılı, geceden ve sessizlikten de beslenen, o lambayı varolan tek lamba olduğu için dayanak noktası olarak seçen bir şey. Galiba geceyi bu kadar karartan bu yanan lamba. Galiba lamba ben varolduğum, uyanık olduğum, koyu karanlıkta hayal kurduğum için ışık veriyor.
Belki de varolan herşey, ancak başka bir şey varolduğu için vardır. Hiçbir şey kendiliğinden yoktur, her şey yan yana vardır; Belki sahiden de böyledir.
Huzursuzluğun Kitabı -
Sayfa 403
-
Türü
Hatırat
Sayfa Sayısı
533
Baskı Tarihi
2006
ISBN
978-975-07-0665-3
Baskı Sayısı
0. Baskı
Mütercimi
Saadet Özen
Fernando Pessoa, 1935’te öldüğünde, sandığında bıraktığı yapıtlarının sayısını kimse tahmin edemezdi. Onun elinden çıkmış şiirlerin, yazıların altında genellikle başka imzalar vardı. Ama bunlar yalnızca birer takma ad değil, öyküsü, geçmişi, yazgısı, dünya görüşü olan farklı kişiliklerdi. Pessoa’nın ölümünden sonra elyazmaları derlenmeye başladığında, bitmemiş yapıtlar da bulundu içlerinde. Bernardo Soares imzalı Huzursuzluğun Kitabı da bunlardan biriydi. Tarihten, mitolojiden, edebiyattan, ruhbilimden haberdar bir 20.