Babamın Göz Yaşları

Cidde göründükten sonra, babamın, vapurun güvertesinde namazda secdeye gittiği zaman hıçkıra hıçkıra bir ağlaması vardır ki, hayalimden silinmez bir manzaradır. Peder o sırada elli yaşını geçmişti. Hicaz'a ilk defa geliyordu. Çünkü o yıkarda hac ve umre, Müslüman Türk'e devlet eliyle yasaklanmıştı... Hac unutulmuş, Türk'ün hacca umreye gidebilmesi hayal olmuştu. Türkiye'den hacca tâ 1947 yılına kadar resmen izin ve pasaport alarak hiç kimse gidememiştir. Türkler, İslâm dünyasından herşeyleri ile koparılmıştır... Yazısı, tarihi, mazisi, takvimi, kıyafeti, kanunu, cuması ve ezanı ile Türk, diğer Müslüman kardeşlerinden koparılmıştır... Türk'ün Müslüman ecdadı kötülenir, Fatihlerin türbelerine zincirler vurulurken, Cengizler, Attilâlar, Meteler övülmüş, bunların heykelleri dikilmiştir. İşte o mahrumiyetlerin içinden sıyrılıp da Cidde sahillerine kadar gelebilmiş olan bir Müslüman'ın duygularını, babam, secdede hıçkıra hıçkıra ağlayarak göstermekteydi.
Mehmet Ertuğrul Düzdağ - Üstad Ali Ulvi Kurucu Hatıralar-1 - Sayfa 249

Türü
Hatırat
Sayfa Sayısı
393
Baskı Tarihi
Kasım 2007
Yazılış Tarihi
1992
ISBN
9944-125-03-2
Baskı Sayısı
3. Baskı
Basım Yeri
İzmir
Yayın Evi
Kaynak
Editörü
Şeref Yılmaz
Yazan: AHMED ŞAHİN Yazı Kaynağı: Zaman Gazetesi, Ailem Eki, Sayı: 228 Çileli bir devrin hikayesini Ali Ulvi Kurucu merhumun hatıralarından okumak büyük bir şans. Hayatını tamamen ilme adamış yüksek bir kâmet olan merhum Kurucu, hatıralarıyla da irşad vazifesini yerine getiriyor.