Neden Altını Çizdim?
Yahya Kemal ve etrafında onu dinleyen talebeler gözümün önünde canlanıyor... 1920'ler... Savaştan yorulmuş, yorgun bir medeniyetin, gelecek istibdat dolu yıllardan henüz habersiz gençleri, bugün artık çok kimseye hitap etmeyen heyecanlarla bir hocanın etrafında halkalanmışlar... Zaman başka türlü ve başka hızla akmış gitmiş meçhule...
Ruhunun ateşiyle bizim genç varlıklarımızı yoğurmaya çalışan bu inanmış adamı (Yahya Kemal'i) sevmemek kabil değildi. Onu ilk önce sadece güzel birşey tadar gibi dinledik. Sonra, irticalî ve yüksek bir maharet, kendini tüketmekten hoşlanan bir heyecan sandığımız şeyin altında gizlenen ana fikri farkettik. Filhakika Yahya Kemal, bize bu sohbetlerde ve derslerde, uzun tefekkürünün meyvası olan çok dinamik realite ile gerek aktüel, gerek tarihî mânâlarında temas halinde bulunan bir milliyet anlayışını getiriyordu. Bu milliyetçilik, hızını tarihten alıyordu. Fakat bu, kitaplarda olduğu gibi satır ve kelime halinde kalmış bir bilgi şeklinde bir tarih değildi. Belki toprağa bağlı, onunla beraber yoğrulan ve inkişafını yapan ve böyle olduğu için insanı hakikî buudlan ve kıymetleri ile yakalamaya muvaffak olan bir tarihti.
Bu tarih anlayışı bütün bir san'at ve edebiyat programıydı ve milliyet mefhumunun mucizesi ve yapıcı sırrı olan devam fikrini kendiliğinden ihtiva ediyordu. Onu dinlerken bütün Türk tarihi, kendimizi anlamak için sırrını sorup öğrenmeye mecbur olduğumuz bir alem gibi önümüzde canlanıyordu. Bizden evvel gelmiş, ömürlerinin macerasıyla, iman ve aşklarıyla bize bugünkü benliğimizi, bir ağacın meyvasını hazırlar gibi hazırlamış olan insanları anlamak için ne yapmıştık? Etrafımızdaki âbidelere, bu güzel şehre, Boğaziçi köylerine ve İstanbul'un ücra semtlerine, onlara dair soracağımız ne kadar çok şey vardı; ve bütün vatan böyle değil miydi?
İşte bundan yirmi sene evvelin gençleri, etrafına toplandıkları, ancak on, onbeş yaş kendilerinden ilerde ustalarını, yumuşak bakışlı ve sabırlı işçi elli fikir atletini dinlerken böyle düşünüyorlardı.
Cumhuriyet, 28 Temmuz 1942
Yaşadığım Gibi -
Sayfa 180
-
Türü
Deneme
Sayfa Sayısı
0
Baskı Tarihi
2000
ISBN
975-7462-94-2
Baskı Sayısı
3. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Ahmet Hamdi Tanpınar'ın çeşitli gazete ve dergilerde yayımlanmış yazılarından derlenen "Yaşadığım Gibi" yazarın, şair, hikayeci - romancı ve edebiyat tarihçisi olarak millî kültürümüzle ilgili özlü fikirlerini yansıtmaktadır.