Budizm'de "terk-i dünya, terk-i ukbâ, terk-i hestî, terk-i terk"

Neden Altını Çizdim?
Der tarik-i Nakşibendî lâzım âmed çâr terk
Terk-i dünya, terk-i ukbâ, terk-i hestî, terk-i terk!
Budizm'de elemden kurtulmak için ahlakı tasfiye (purification) veya tefekkür yolu kullanılabilir. Hinduizm'de tefekkür ve teemmülün son noktası nirvana, yani ferdi ruhun evrensel ruh ile birleşmesi idi. Budizm'de nirvana ruhun bir bedenden öbürüne dolaşarak hayata devam etmesinin (reincarnation) son bulmasıdır. Buda bunu sönen bir ışık misali ile anlatır. Bir lamba söndüğü zaman nasıl bir daha ışık vermezse, nirvana'ya ulaşan insanın hayatı da artık bir başka surette daha ortaya çıkmaz. "Oluş" sona ermiştir. Esaseri nirvana "sönme" demektir; bütün düşünce, irade ve duyumlar ortadan kalktığı, "söndüğü" zaman nirvana bulunmuştur. Bu noktaya varmak hemen yapılacak bir şey değildir, uzun bir yol ve sıkı bir disiplin işidir. Nirvana sadece negatif tarafıyla -herşeyin sönmesi- tarif edildiği için onun gerçekte -pozitif olarak- neye tekabul ettiği, yani herşey sönünce ne olduğu iyice bilinmiyor. Nitekim Buda bu konudaki soruları cevapsız bırakmış, esas olan sönmedir ve sönme kurtuluştur. sonrası hiç önemli değildir diye cevap vermiştir. işte vecd hali insanın dünya ile her türlü bağının koptuğu bir halalmak itibariyle Buzidm'de özel bir yer işgal eder. Budist disiplinin ilk merhalesinde her türlü arzuya karşı lakayd kalınır, Budist salik -yogi- sadece nirvana'yı ister, başka hiçbir arzu beslemez. İkinci merhalede her türlü düşünce ve hükme karşı kayıtsızlık hakimdir: zihin hayatı durur, sadece duygu hayatı kalır. Üçüncü merhalede ise herşey, bu arada duygu da kaybolur. Bu, dünyada iken ölmektir.
Erol Güngör - İslam Tasavvufunun Meseleleri - Sayfa 25

Türü
Araştırma
Sayfa Sayısı
220
Baskı Tarihi
1998
Yazılış Tarihi
1982
ISBN
975-437-042-7
Baskı Sayısı
7. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Yayın Evi
Ötüken
Hicret'in 15. asrına girdiğimiz şu yıllarda 'İslam bir inanç sistemi ve hayat nizamı olarak bütün dünyanın ilgisini çekmektedir. ''İslamın Bugünkü Meseleleri'' adıyla neşrettiğimiz eserde yazar, bu meseleyi sosyal ilimci gözüyle incelemişti. Bu kitapta ise, aynı metodla tasavvuf meselelerini ele almaktadır. Günümüzde tasavvuf Türk aydınının zihnini ne bakımlardan meşgul etmektedir? Çağımızın tarih, felsefe, sosyoloji-psikoloji bilgileri hesaba katıldığında, tasavvuf üzerinde nasıl bir değerlendirme yapılabilir? Tasavvufi düşüncenin geleceği ne olabilir? Tasavvufun İslam'daki yeri nedir?