Batı,dünyanın geri kalanıyla olan ilişkilerinde sık sık aynı hataya düştü.Yüzyıllar boyunca,kendi yurttaşlarına uyguladığı ve büyüklüğünün kaynağı olan ilkeleri,yazgılarını elinde tuttuğu halklar başta olmak üzere,öteki halklara uygulamadı.Örneğin,sömürge dönemi Fransası,Cezayir'deki eyaletlerinde yaşayanların bütün haklara sahip olmasını engellemek için,onları "Müslüman Fransızlar" statüsüne aldı;laik bir cumhuriyet için oldukça akıldışı bir adlandırmaydı bu.....Öteki'ni safça "uygarlaştırma"isteği sürekli olarak onu hayâsız biçimde kendine tabi kılma arzusuyla çatışma içindeydi.Hannah Arendt'in Totalitarizmin Kökenleri'de yaptığı gibi,ulus-devletlerin beceriksiz imparatorluk mimarları gibi hareket ettiğini görmek gerek;oysa böylesi bir girişim,bir araya getirilmek istenenlere karşı belli bir saygı eşliğinde gerçekleşmeliydi;İskender Yunanlılar ile Perslerin toplu halde birbirleriyle evlenmelerinin düşünü kuruyordu;Roma,Atina ile İskenderiye'ye yürekten bağlıydı ve en sonunda Kelt din adamlarından Arabistan Bedevilerine kadar İmparatorluğunun bütün uyruklarına vatandaşlık hakkı vermişti.Daha yakın tarihte,Avusturya-Macaristan ya da Osmanlı İmparatorlukları gerçekten birleştirici rol üstlenmek istemişler,bu konuda eşine rastlanmayacak başarılar elde etmişlerdi.Buna karşılık ,19. ve 20. yylarda Avrupa ulusları tarafından kurulan sömürge imparatorlukları,kendini büyütme arzusundan,uygulamalı ırkçılık okullarından ve Avrupa'yı kana bulayacak savaşlara,soykırımlara,totalitarizmlere yol açan manevi ayrılık okullarından ibaret kaldı.
İçinde bulunduğumuz dönem,Batı'ya, manevi inandırıcılığını yeiden canlandırma olasılığı sunuyor;bunu ne suçunu kabul ederek ne "dünyadaki bütün dertlere" kucak açarak,ne de başka yerlerden gelen değerlerle uzlaşarak yapabilir;inandırıcılığın elde edebilmesinin tek yolu,kendi değerlerine hâlâ sadık olduğunu göstermesidir;demokrasiye saygılı,insan haklarına saygılı olması,hakkaniyet,bireysel özgürlük ve laiklik kaygısı taşımasıdır.Bunları dünyanın geri kalanıyla,her şeyden önce de onun çatısı altında yaşamayı seçmiş kadınlar ve erkeklerle olan ilişkilerinde sergilemelidir.
Çivisi Çıkmış Dünya -
Sayfa 167
-