Mucize ve inanç

Neden Altını Çizdim?
İnsanoğlu inanmak için dağların yürümesini, denizin ikiye ayrılmasını, ölülerin dirilmesini bekliyor. Bütün dağların yerlerinde öylece duruyor olmaları yeterince mucize değilmiş gibi...Yalın bir bakış gözlerimde, Allah'ın varlığını anlatırken neden bu yollara da başvurduğunu düşünüyorum. Yapmasa nasıl olurdu hani diye düşünüyorum. İsa peygamber hastaları iyileştirmeseydi ya da Süleyman a.s. kuşların dilini bilmeseydi... Merhamet olsa gerek bunun adı, "anlasınlar" diye iki suyu birbirine karışmadan aynı denizde tutmak da, aynı suyu ikiye ayırıp firavunu boğmak da. Firavun'un en büyük küfrü o sudan Musa as. gibi geçebileceğine inanması olsa gerek. Kibir bu denli büyük bir inkara da neden oluyor demek...
Sonra Hz Muhammed s.a.v. verilen aklıma geliyor. Galiba O da artık mucizelerin inancı değil, inancımızın mucizeleri doğurmasını istedi. "Hiç akletmez misiniz?" diye defalarca soruşu da bundan olmalı.
Suyun üstünde yürümeye gerek yok, su da batıyor olmak da Allah'tan...
Mucize gerçekçi bir insanı hiçbir zaman şaşırtmaz.Gerçekçiyi dine yaklaştıran mucizeler değildir. Tanrutanımaz gerçek bir gerçekçi, mucizeye inanmasını sağlayacak gücü, yeteneği her zaman bulur içinde; mucizeyi açık seçik kabul etmektense duygularına inanmaz. Gerçekçide mucize inancı doğurmaz, inanç mucizeyi doğurur.
Fyodor Mihayloviç Dostoyevski - Karamazov Kardeşler - Sayfa 47

Türü
Roman
Sayfa Sayısı
795
Baskı Tarihi
13.Baskı Ekim 2009, İstanbul (1.Baskı Haziran 2001, İstanbul)
ISBN
975-470-890-8
Baskı Sayısı
0. Baskı
Yayın Evi
İletişim Yayınları
Mütercimi
Ergin Altay
Dünya edebiyatının en büyük üç eserinin Sophokles’in Oedipus Rex’inin, Shakespeare’in Hamlet’inin ve Dostoyevski’nin Karamazov Kardeşler’inin aynı konuyu, yani “baba katilliğini” ele alması rastlantı olarak açıklanamaz. Üstelik, bu üç eserde de sözkonusu davranışın kaynağı, yani bir kadın yüzünden doğan cinsel düşmanlık açıkça ortaya konulmuştur. Sigmund Freud