Pervane ile Mum

Bir gece pervaneler, daracık bir yere toplanıp mumu araştırmaya koyuldular. Hepsi de dediler ki: Birisi gerek, istediğimizi arasın bulsun. Bize birazcık olsun haber getirsin. Bir pervane uçup gitti, uzaktan bir köşk gördü. Köşkün içinde nur gibi yanan bir mum vardı. Dönüp defterini açtı, anladığı kadar mumu anlatmaya çalıştı. O toplulukta ulu bir pervane vardı, kınayıp dedi ki : Bunun mumdan haberi bile yok. Başka bir pervane, o muma atıldı, kendisini muma attı, şöyle bir etrafını döndü dolaştı. Kanatlarını çırparak dileğine kavuştu, mum üst geldi o alt oldu. Geri döndü, o da bir miktar sırlar söyledi, mumun vuslatından bahsetti. Yine ulu pervane dile geldi, Azizim bu da mumun nişanesi değil, sen de öbürüne benziyorsun; nerden nişane vereceksin ki? Derken başka bir pervane kalktı, sarhoş sarhoş ayaklarını vurarak ateşe atıldı. Canından el çekti, ateşe daldı, kendisini güzelce yok etti. Ateş pervaneyi tepeden tırnağa sardı. Bütün azası ateş kesildi, kıpkızıl oldu. Diğerlerini kınayan pervane, uzaktan mumun bu pervaneyi nurlandırıp kendi rengine boyadığını görünce, dedi ki; İşte ancak o pervane işe girişti. Kim ne bilir? Mumdan yalnız onun haberi var! Herkesin içinde hakikatten haberdar olan, ancak herşeyden bihaber olmakla beraber eseri de kalmayan kişidir. Candan da cisimden de bihaber olmadıkça nasıl olur da Canandan haberdar olacaksın?
Ferîdüddîn-i Attâr - Mantık al-Tayr II - Sayfa 148

Türü
Diğer
Sayfa Sayısı
212
Baskı Tarihi
1963
Baskı Sayısı
0. Baskı
Yayın Evi
MEB
Mütercimi
Abdülbaki Gölpınarlı
http://tr.wikipedia.org/wiki/Mant%C4%B1ku't-Tayr