Şiirin Gecekonduları

Sana hırsız demekte Haklıyım Çünkü Açıp Kalbime baksalar Parmak izlerin var! Ne sevimli, değil mi? Fakat şiir mi? Nükte, son mısraiyle beylikten biraz kurtulabilmiş bir nüktecik. Şirin bir gecekondu. Belediyeden yakayı kurtarabilse de bir fırtınadan korkmağa her zaman mahkûm. Bizde tenkidin fırtınası değil, rüzgârı bile yok. Bu temelsiz ve çerden çöpten şiirlerin gecekonduları her yeri kaplıyor. Besbelli ki şiir ihtiyacından az değil. Fakat paraca olduğu kadar kültürce de ne kadar züğürdüz, Allahım! Ulus, 26 Şubat 1950
Peyami Safa - Sanat-Edebiyat-Tenkit - Sayfa 262

Türü
Deneme
Sayfa Sayısı
324
Baskı Tarihi
1999
Baskı Sayısı
2. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Yayın Evi
Ötüken
Bir sanat eseri, yaratıldığı devre göre ve o devrin hassasiyetini, zevkini ve anlayışını en iyi ifade ettiği için mi değer kazanır? Yoksa o devri aşan, her zaman için taze, hatta her zaman yeni güzelikleri keşfedilen ebedi değerlere mi sahiptir? Başka ve daha kestirme bir deyimle, bir eserin, bilhassa bir şaheserin değeri "tarihi" midir, "ebedi" mi? Batıda bu mesele çok münakaşa edilmiştir. Geçen asrın büyük Fransız tarihçisi ve filozofu Ernest Renan "İlmin Geleceği" adlı meşhur eserinde tarihi görüşü savunur. "Mutlak bir hayranlık daima sathidir.