Süreyya ve Hilalde Gaybın Hurma Ağacı

Yıldızlar sizin yankınızdır. Onlara bakıyorum, kimisi dünyadan binlerce kez büyük, hava denizinde akıl almaz bir sürat ve çevrimle geziniyor. Bir saniyede on saatlik bir mesafeyi katediyor. Bakışlarım onlarla birlikte uzun bir süre dolaştıktan sonra aya dönüyor. Şimdi ona bakıyorum. Onun içinde de menziller görüyorum. Kurumuş hurma dalının ince yay halini alıncaya değin inceliyor. Sonra büyüyor. Tekrar inceliyor. Tekrar büyüyor. Bu büyüme ve incelme hali bakışlarıma da geçiyor. Gözlerim de onunla birlikte büyüyor ve inceliyor. Ay, inceliğin görüntüsü. ... Özellikle Mayıs sonlarında, ince hilal biçiminde Süreyya menziline girdiğinde, hurma ağacından sarkan ince bir dala benziyor. Süreyya bir salkımı andırdığı için de, o yeşil göğün perdesinin altında, büyük ve ışıklı bir ağacın varlığını gösteriyor. Ona bakarken hep o ışıklı ağacı düşlüyorum. Sanki dalının ucu perdeyi delmiş, bir salkımla birlikte başını çıkarmış, Süreyya ve hilal olmuş. O dala bakınca gaybi ağacın bir meyvesi gibi görüyorum.
Sadık Yalsızuçanlar - Sessizlik Diyarı - Sayfa 100

Türü
Deneme
Sayfa Sayısı
256
Baskı Tarihi
Eylül 2008
Baskı Sayısı
0. Baskı
Yayın Evi
Etkileşim
"Çünkü sen Süleyman'ı görmedin/ Kuşların dilini nereden bileceksin?" diyen Sühreverdi'nin, "konuşan yalnız Hakikat'tir" diyen Bediüzzaman'ın, "ayrılığa ulaşsaydık, ona kendi acısını tattırırdık" diyen İbn Arabi'nin, "üzüm sarhoşluğu değil benim sarhoşluğum/ benim sarhoşluğumun sonu yok" diyen Mevlana'nın, "mantıku't-tayrın lugat-ı mutlakından söyleriz" diyen Niyazi Mısri'nin, "teknolojik burjuva uygarlığı, bir protezler medeniyetidir, insanların ruhlarını sakatlıyor, onlara protezler takmaya çalışıyor" diyen Tarkovski'nin, "düşünme, yüzyıllardır kutsanan aklın, düşünmenin önündeki en büyük eng