Wittgenstein'i Sevmek için 50 Neden - Roland Jaccard
21) Çünkü Wittgenstein ile Thelonious Monk arasında tuhaf yakınlıklar var. Ona da, Monk'a da öykünmeye olanak yok - ikisi de çok karmaşık, çok kendine özgü. İkisi de sessizliğin müzikçisi.
22) Çünkü Ingeborg Bochman doktora tezini onun üzerine hazırladı.
23)Çünkü Iaabelle Huppert, Wernwr Schroder ‘in Malina başlıklı filminde , Wittgenstein’ı konu alan bir ders veriyor.
24)Çünkü Michel Haneke’nin Bir Rastlantının Zamandiziminden 71 Parça başlıklı filmi, doğrudan onun felsefesinden, İngiliz Derek Jarman'ın Wittgenstein filmi de onun özyaşam öyküsünden esinleniyor.
25) Çünkü Freud'u yalnızca bakış açımızı değiştiren biri olarak değil, yeni bir bakış açısı yaratan, modernliğin en büyük estetik tanrılarından biri olarak görüyordu.
26) Çünkü felsefe alanında yarışı kazanan, diyordu, en yavaş koşmasını becerebilen kişidir. Ya da: Varış noktasına en son ulaşan kişidir. "Filozofların," diye yazıyordu, "birbirlerini şöyle selamlamaları gerekir: `Ağırdan al!' "
27) Çünkü, neden felsefe yaptığı sorulduğunda, felsefe yapmanın hiçbir işe yaramadığını, ayrıca, bunu yapmakla insanın kendisinden başka kimse- ye zarar vermediğini, söylüyordu.
28) Çünkü Vazgeçiş Okulu'nun bir başka Schopenhauerci yandaşı olan ve gelip geçenlere cehennemin yolunu soran, ayrıca kendi kendini aldat- maktan korktuğu için itiraflarını yakan Louise Brooks'la aynı ailedendi.
30) Çünkü kötü haberleri her zaman iyi haberlere yeğ tutuyordu -karanlık önsezileri böylelikle doğrulanmış oluyordu- ve Gottfried Keller'in şu cümlesi, en sevdiği alıntılar arasındaydı: "Her şey yolunda gidiyorsa, bunun böyle olması için hiçbir neden olmadığını unutma."
31 ) Çünkü verdiği unutulmaz konferanslardan birinde, Karl Popper'ı uzun bir maşayla tehdit etmişti.
32) Çünkü o olmasaydı, Wittgensteirı'ırı Yeğeni'ni, Thomas Bernhard'ın o başyapıtını tanımamış olacaktık.
33) Çünkü ünlü Mind dergisinde çıkan felsefe yazılarını okumanın saçma olacağını, Street and Smith'in yayımladığı polis romanlarının bu konuda çok daha doyurucu olduğunu ileri sürüyordu.]
34) Çünkü en beğendiği deyişlerden biri şuydu: "O lânet olası şeyi rahat bırak!"; bu deyişi fiyakalı bir abartıyla söylüyordu ve bu sözler yaklaşık olarak, şeylerin olduğu biçimiyle iyi oldukları, bir şeyleri değiştirmeye özellikle kalkışılmaması gerektiği anlamına geliyordu.
35) Çünkü, üniversitede dersini bitirir bitirmez, en yakındaki sinemaya koşup bir western ya da müzikli komedi izliyordu. Her zaman da en ön sıraya oturuyordu.
36) Çünkü felsefe üzerinde çalışmanın, insanın öncelikle kendi üzerinde çalışması anlamına geldiğinin bilincindeydi. İnsan hangi noktaya erişmişse, ancak o düzeyde yazabilir.
37) Çünkü çevresine şunu salık veriyordu: "Bir başkasının derinlikleriyle sakın oynama!"
38) Çünkü şöyle diyordu: "Avaz avaz saçmalamak seni özellikle utandırmasın! Dikkat edeceğin tek şey, kendi ağzından çıkan saçmalıklar olmalı!"
39) Çünkü üniversitede yapılan felsefe eğitimini hor görüyor ve orada "dürüst bir çalışma yapılabilmesinin mucize olduğunu" söylüyordu.
40) Çünkü söylemlerindeki göz boyama oyununa direnmekte uzmandı. Diogenes, soytarıların dilini kullanarak filozofların dilini çürütmüştü; Wittgenstein'in da bizim felsefi şişinmelerimizin altına yerleştirdiği odunları tutuşturdu.
Roland Jaccard
Wittgenstein: Sessizliğin Grameri -
Sayfa 261
-