Bir gerçek vardı ortada...Doğarken yalnız, yaşarken yalnız, ölürken yalnızdık. Ve çıldırtıyordu bizi bu yalnızlık...Kimi kez kaygısını çekerdik, bir gün “yok” olmanın, ya da yüreğimizde sevincini duyardık sonsuzluğa dek “var” olmanın... Avuçlarımızı açardık uçsuz-bucaksız göklere... Ve dipsiz maviliklerden haber sorardık. Kapalı olurdu tüm kapılar... Tüm sorularımız cevap kalırdı. Yüreğimizi sıkardı, sıkardı bir kördüğüm...Yine bir şey değişmezdi dışımızda...Herkes mutlu görünürdü herkese... Ve ruhumuzu görünmez bir kurt kemirirdi gizliden gizliye...Açıklayamazdık bunu “Herkes ne der?....” diye. Yüzümüzde gülücüklerle sever görünürdük kendimizi; sever görünürdük çevremizi...Ama gökler...O dilsiz, o dipsiz gökler hiçliğimiz ve çaresizliğimizle alay eder gibi sonsuz olurdu. Her zamanki gibi..
Çilenin Böylesi -
Sayfa 1
-