Başpapaz neden mahrum kalsın?

Neden Altını Çizdim?
Osmanlı zamanında komaya giren Maruf Bey, yaklaşık yirmi sene komadan çıktığında rejim değişmiş, cumhuriyet ilan edilmiş, bıraktığı dünyadan geriye pek bir şey kalmamıştır. Bu konuşmalar onun kısa sürede yaşanan değişimi öğrenirken nasıl dehşete düştüğünü anlatır.
ÖZDEMİR — Büyükbaba ile spordan bahis açmıştık... VACİT BEY — (Maruf Bey'e) Spor, beden-i idman manasına geliyor, cimnastiğin yeni bir tarzı... MARUF BEY— Hah şöyle... Anladım, anlıyorum. Hani Moda'da İngilizler yapardı... Koşarlar, top oynarlar, denize girerler... AYTEN — Evet, öyle. Bunu şimdi bütün millet yapıyor, büyükbaba! Ben mükemmel yüzüyorum, Kaya Turgut'la Ali Şefik'i geçen gün geçtim. VACİT BEY — (Mağrurane) Evet geçti. Sahildeki ahalinin alkışlarını görmeliydiniz. ÖZDEMİR — Koltuklarım kabardı; bütün arkadaşlar gelip benim elimi sıktılar. "Kız kardeşinin vücudu enfes, bir diyan gibi..." dediler! MARUF BEY— (Hayretle) Ya? (Tekrar eder) "Kızkardeşinin vücudu enfes..." dediler ha? AYTEN — Denizden çıkar çıkmaz İstanbul Müftüsü alnımdan öptü. MARUF BEY— Müftü Efendi alnından mı öptü? (Hiddetini belli etmeyerek) İyi ki Şeyhülislam Efendi de yanaklarından öpmemiş. Patrik Efendi de öptü mü? AYTEN — Amerikan mektebi müdürü Mister Tomson göğsüme nişan taktı. ŞEBNUR — Karşımızdaki kilisenin başpapazı da oradaydı ya... MARUF BEY— Memnun oldum, başpapaz neden mahrum kalsın? (Birden) Haydi, hepiniz başımdan gidiniz bakayım! HEP BİRDEN — Ne oldunuz? MARUF BEY—Yoruldum, biraz dinlenmek istiyorum, şuraya kanapeye uzanacağım.
Refik Halid Karay - Deli - Sayfa 22

Sayfa Sayısı
190
Yazılış Tarihi
1930
ISBN
978-975-10-3118-1
Basım Yeri
İstanbul
Yayın Evi
İnkılap Kitabevi
Editörü
Aslıhan Karay Özdaş
Bence, Refik Halit’in affı kararı üzerinde bu içli yazılarının tesiri büyük olmuştur. Atatürk’ün bunları okuyup duygulandığını yakından biliyorum. Fakat, birkaç zamandır gönlünde beslemekte olduğu bu af arzusunun nihayet kanuni bir şekilde uygulanmasına yol açan yazı –buna bir eser de diyebiliriz- öyle sanıyorum ki, Refik Halit’in Deli adlı küçük bir komedya kitabıdır.Atatürk, hiçbirimizin görmediği bilmediği bu eserciği nereden bulmuştu ve ona kim göndermişti hatırlayamıyorum.