Cemal Paşa'nın muhayyel, paha biçilmez, zümrüt kakmalı murassa kılıcı!

Neden Altını Çizdim?
evani: kapkacak, izaç: rahatsız etme, isad etme: yukarı çıkarma, giranbaha: çok değerli
Bilmeyenler, görmeyenler Cemal Paşa yalısındaki bu baş misafir odasının paha biçilmez eşya ve evani dolu ve muhteşem olduğuna hükmedebilirler. Hayır... Devri sabıkta ışı yolunda giden, orta bir memur evinden farkı yoktu. Hatta, maroken koltukların üzerine -sanki biteviye kayışlarıyla sürekli misafiri izaç ve avdete icbar için atılmış olan- dört Buhara seccadesinin, birer ufak çifti de bizim odada, minderin hemen üstünde değil önünde yerde dururdu. Arabistan kumandanının evinde. onları koltukta ilk gördüğümün akşamı be; de bizimkileri sedire isad etmiştim. Mamafih giranbaha olmamakla beraber yalıda her şey kıvamındaydı, yerli yerinde, kibar, ciddi idi. Aklımdan çıkmaz, o günlerde, Karagöz sahibi Fuat Bey'in hemşiresi Fatma Hanım bana bir mektup göndermiş ve Cemal Paşa yalısında mevcut paha biçilmez eşya arasında misafir odasına takılı milyonlar değeri zümrüt kakmalı bir murassa kılıç bulunduğunu ihbar ederek bunun gazetelerle neşrine ve millete iadesine tavassutumu rica eylemişti, Bu mektup birçokları gibi nezdimde mahfuzdur. Hanımcağız, galiba, benim bu odayı bildiğime vakıf değildi. Bu tezviri okuduğum zaman yalnız o kabil ihbarnamelere ne derece ehemmiyet vermek lazım geldiği hakkında sağlam bir fikir hasıl etmiş oldum; işte bu kadar!
Refik Halid Karay - Minelbab İlelmihrab - Sayfa 78

Türü
Hatırat
Sayfa Sayısı
416
Baskı Tarihi
2009
Yazılış Tarihi
1923
ISBN
978-975-10-2884-6
Baskı Sayısı
1. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Yayın Evi
İnkılâp
Editörü
Aslıhan Karay Özdaş
Memleketimizde hiçbir anı Minelbab İlelmihrab kadar ilgi çekmemiş, Meclis'e kadar yansıyan gürültü koparmamıştır. İki kez yayını durdurulan eserin ancak 1948'de, yazarın ikinci Aydede dergisinde tam yayını mümkün olabilmiştir. Önemli yoğunluktaki yeniden basılması istekleri karşısında, hâlâ mizahi bir anlatımla o devrin tanınmış kişilerini gözümüzde canlandırdığına ve Mütareke yıllarına ışık tuttuğuna inanıyoruz. Bu anılar, yazarı dediği üzere, bir savunma olmayıp yalnızca günü gününe hislerin işlendiği Mütarake Devrinin özel bir tarihçesidir. (Tanıtım Bülteninden)