Türü
Roman
Sayfa Sayısı
0
ISBN
9755393226
Baskı Sayısı
0. Baskı
İstenmeyen yağlar. Pahalı, butik sabunlar. Maaş çekleri, güzel bir ev, zarif mobilyalar. Yalnızlık ve yabancılaşma. Tüketimin susmayan arsız çağrısı. Yalanlar ve yalanlar. Nefret ve öfke.
İlk kez yayımlandığı 1996'dan beri bir yeraltı klasiği olarak anılan Dövüş Kulübü, yeni bin yılın eşiğinde geçen bir anti-ütopya öyküsünü anlatıyor. Yaşadığı hayattan nefret eden, ölüm düşüncesini saplantı haline getirmiş, insani yakınlığı kanser dayanışma gruplarında arayan genç bir adam.
Silahın yaptığı tek şey
Tyler diyor ki, bir silahı ateşlemenin ne olduğunu geçen hafta herkese göstermiştim. Silahın yaptığı tek şey, bir patlamayı belli bir doğrultuya yöneltmektir.
Türü
Roman
Sayfa Sayısı
0
ISBN
9755393226
Baskı Sayısı
0. Baskı
İstenmeyen yağlar. Pahalı, butik sabunlar. Maaş çekleri, güzel bir ev, zarif mobilyalar. Yalnızlık ve yabancılaşma. Tüketimin susmayan arsız çağrısı. Yalanlar ve yalanlar. Nefret ve öfke.
İlk kez yayımlandığı 1996'dan beri bir yeraltı klasiği olarak anılan Dövüş Kulübü, yeni bin yılın eşiğinde geçen bir anti-ütopya öyküsünü anlatıyor. Yaşadığı hayattan nefret eden, ölüm düşüncesini saplantı haline getirmiş, insani yakınlığı kanser dayanışma gruplarında arayan genç bir adam.
Sokaktaki adam
Ertesi hafta aynı gün, saldırı komitesi'ndeki herkes, yenik çıkacağı bir kavgaya tutuşmuş olacak. Sanıldığından daha zor bir şey bu. Sokaktaki bir adam, dövüşmemek için ne mümkünse yapar.
Burada amaç, sokaktaki herhangi birini, hayatında hiç dövüşmemiş bir adamı kavgaya kışkırtıp onu kulübe kazandırmak. Kazanma duygusunu hayatında ilk kez yaşamasını sağlamak. Adama patlama fırsatı vermek. Ağzınızı burnunuzu dağıtmasına izin vermek.
“bizim görevimiz,” diyor Tyler komiteye, “hala nasıl bir güce sahip olduklarını bu adamlara hatırlatmak.”
Türü
Roman
Sayfa Sayısı
0
ISBN
9755393226
Baskı Sayısı
0. Baskı
İstenmeyen yağlar. Pahalı, butik sabunlar. Maaş çekleri, güzel bir ev, zarif mobilyalar. Yalnızlık ve yabancılaşma. Tüketimin susmayan arsız çağrısı. Yalanlar ve yalanlar. Nefret ve öfke.
İlk kez yayımlandığı 1996'dan beri bir yeraltı klasiği olarak anılan Dövüş Kulübü, yeni bin yılın eşiğinde geçen bir anti-ütopya öyküsünü anlatıyor. Yaşadığı hayattan nefret eden, ölüm düşüncesini saplantı haline getirmiş, insani yakınlığı kanser dayanışma gruplarında arayan genç bir adam.
Kahve deliği
Patronum, işyerinde, yanağımdaki hiç kapanmayan delik için ne yaptığımı sormuştu. Ona dedim ki, kahve içtiğim zaman iki parmağımla deliği kapatıyorum, kahve dışarı akmasın diye.
Türü
Roman
Sayfa Sayısı
0
ISBN
9755393226
Baskı Sayısı
0. Baskı
İstenmeyen yağlar. Pahalı, butik sabunlar. Maaş çekleri, güzel bir ev, zarif mobilyalar. Yalnızlık ve yabancılaşma. Tüketimin susmayan arsız çağrısı. Yalanlar ve yalanlar. Nefret ve öfke.
İlk kez yayımlandığı 1996'dan beri bir yeraltı klasiği olarak anılan Dövüş Kulübü, yeni bin yılın eşiğinde geçen bir anti-ütopya öyküsünü anlatıyor. Yaşadığı hayattan nefret eden, ölüm düşüncesini saplantı haline getirmiş, insani yakınlığı kanser dayanışma gruplarında arayan genç bir adam.
Dünya
Dövüşmek insanı kesmez oluyordu ve belki artık dövüşü bırakıp daha büyük bir şeye yönelmem gerekiyordu.
...
Gerçekte neyle dövüşmekte olduğumu sordu tyler.
... Hayatta hiçbir zaman sahip olamayacağım güzellikleri yıkıp yok etmek istiyordum.
...
Bütün dünyanın dibe vurmasını istiyordum.
...
Binlerce yıldır insanoğlu bu gezegendeki her şeyin içini boka çevirmişti ve şimdi tarih benden herkesin pisliğini temizlememi bekliyordu. Boş konserve kutularını suyla çalkalamalı ve yassıltmalıydım. Kullandığım her benzin damlasının hesabını vermeliydim.
...
Kuşlarla geyikler gereksiz lükslerdir ve bütün balıklar su yüzüne vurmalıdır.
Louvre müzesi'ni yakmak istiyordum. Elgin mermerleri'ni balyozla parçalamak, mona lisa'yla kıçımı silmek istiyordum. Bu dünya benim dünyam artık.
Bu dünya benim dünyam, benim dünyam. O eski insanlar öldüler.
Türü
Roman
Sayfa Sayısı
0
ISBN
9755393226
Baskı Sayısı
0. Baskı
İstenmeyen yağlar. Pahalı, butik sabunlar. Maaş çekleri, güzel bir ev, zarif mobilyalar. Yalnızlık ve yabancılaşma. Tüketimin susmayan arsız çağrısı. Yalanlar ve yalanlar. Nefret ve öfke.
İlk kez yayımlandığı 1996'dan beri bir yeraltı klasiği olarak anılan Dövüş Kulübü, yeni bin yılın eşiğinde geçen bir anti-ütopya öyküsünü anlatıyor. Yaşadığı hayattan nefret eden, ölüm düşüncesini saplantı haline getirmiş, insani yakınlığı kanser dayanışma gruplarında arayan genç bir adam.
Türü
Roman
Sayfa Sayısı
0
ISBN
9755393226
Baskı Sayısı
0. Baskı
İstenmeyen yağlar. Pahalı, butik sabunlar. Maaş çekleri, güzel bir ev, zarif mobilyalar. Yalnızlık ve yabancılaşma. Tüketimin susmayan arsız çağrısı. Yalanlar ve yalanlar. Nefret ve öfke.
İlk kez yayımlandığı 1996'dan beri bir yeraltı klasiği olarak anılan Dövüş Kulübü, yeni bin yılın eşiğinde geçen bir anti-ütopya öyküsünü anlatıyor. Yaşadığı hayattan nefret eden, ölüm düşüncesini saplantı haline getirmiş, insani yakınlığı kanser dayanışma gruplarında arayan genç bir adam.
Project Mayhem!
“Geri dönüştürme, sürat limitleri, hepsi palavra,” dedi Tyler. “Ölüm döşeğinde sigarayı bırakmaya benziyor bunlar.” Dünyayı kurtaracak bir şey varsa, o da kargaşa projesi [project mayhem] olacaktı. Kültürel bir buzul çağı. vaktinden önce boşaltılmış bir karanlık çağı. Vaktinden önce başlatılmış bir karanlık çağ. Kargaşa projesi sayesinde insanlık, dünyanın kendini toparlamasına yetecek bir süre boyunca eylemsizliğe mahkum olacaktı.
Anarşiyi haklı çıkarıyorsun. ona anlam kazandırıyorsun.
Dövüş kulübünün memurlar ve kuryeler için yaptığını kargaşa projesi medeniyet için yapacaktı. Dünyayı daha iyi bir yere çevirebilmek için medeniyeti altüst edecekti.
Türü
Roman
Sayfa Sayısı
0
ISBN
9755393226
Baskı Sayısı
0. Baskı
İstenmeyen yağlar. Pahalı, butik sabunlar. Maaş çekleri, güzel bir ev, zarif mobilyalar. Yalnızlık ve yabancılaşma. Tüketimin susmayan arsız çağrısı. Yalanlar ve yalanlar. Nefret ve öfke.
İlk kez yayımlandığı 1996'dan beri bir yeraltı klasiği olarak anılan Dövüş Kulübü, yeni bin yılın eşiğinde geçen bir anti-ütopya öyküsünü anlatıyor. Yaşadığı hayattan nefret eden, ölüm düşüncesini saplantı haline getirmiş, insani yakınlığı kanser dayanışma gruplarında arayan genç bir adam.
Canlı ev
Tyler'ın paper street'teki evi, içinde nefes alan onca insan yüzünden artık canlı ve ıslak bir şeye dönüşmüş. İçeride o kadar çok insan hareket ediyor ki evin kendisi de hareket ediyor.
Türü
Roman
Sayfa Sayısı
0
ISBN
9755393226
Baskı Sayısı
0. Baskı
İstenmeyen yağlar. Pahalı, butik sabunlar. Maaş çekleri, güzel bir ev, zarif mobilyalar. Yalnızlık ve yabancılaşma. Tüketimin susmayan arsız çağrısı. Yalanlar ve yalanlar. Nefret ve öfke.
İlk kez yayımlandığı 1996'dan beri bir yeraltı klasiği olarak anılan Dövüş Kulübü, yeni bin yılın eşiğinde geçen bir anti-ütopya öyküsünü anlatıyor. Yaşadığı hayattan nefret eden, ölüm düşüncesini saplantı haline getirmiş, insani yakınlığı kanser dayanışma gruplarında arayan genç bir adam.
Uzay maymunu
Eve geldiğimde birinci katı tamamen kaplayarak yerlere oturmuş olan uzay maymunlarını, bir kağıttan bir şeyler okumakta olan bir başka uzay maymununu dinlerken buluyorum: “Güzel ve emsalsiz bir kar tanesi değilsin. herkes gibi sen de o çürüyen organik maddeden yapılmasın. Hepimiz aynı pürenin parçasıyız.”
Uzay maymunu devam ediyor: “Kültürümüz hepimizi aynı yaptı. Artık kimse gerçek anlamda beyaz ya da siyah, zengin ya da yoksul değil. Hepimiz aynı şeyi istiyoruz. Teker teker, hiçbirimiz hiçbir şey değiliz.”
Türü
Roman
Sayfa Sayısı
0
ISBN
9755393226
Baskı Sayısı
0. Baskı
İstenmeyen yağlar. Pahalı, butik sabunlar. Maaş çekleri, güzel bir ev, zarif mobilyalar. Yalnızlık ve yabancılaşma. Tüketimin susmayan arsız çağrısı. Yalanlar ve yalanlar. Nefret ve öfke.
İlk kez yayımlandığı 1996'dan beri bir yeraltı klasiği olarak anılan Dövüş Kulübü, yeni bin yılın eşiğinde geçen bir anti-ütopya öyküsünü anlatıyor. Yaşadığı hayattan nefret eden, ölüm düşüncesini saplantı haline getirmiş, insani yakınlığı kanser dayanışma gruplarında arayan genç bir adam.
Ve güneş batmaktadır
Dövüş kulübünün üstünden bir hafta geçtikten sonra bile, hız limitlerine uymakta hiç zorluk çekmezsiniz. İki gün boyunca, belki b*kunuz kapkara çıkmaktadır, belki iç kanamalarınız vardır, ama dünyanın en sakin insanısınızdır. Öbür arabalar etrafınızdan dolanırlar. arabalar arkadan kıçınıza dayanır. başka sürücüler size küfreder. Hiç tanımazdığınız insanlar sizden nefret eder. Kesinlikle kişisel bir yanı yoktur bunun. Dövüş kulübünden sonra kendinizi o kadar gevşemiş hissedersiniz ki, hiçbir şey umrunuzda olmaz. Radyoyu bile açmazsınız. Belki her nefes alışınızda, incecik bir çatlak boyunca kaburgalarınız göğsünüze batar. Arkanızdaki arabalar selektör yaparlar. Güneş batmaktadır, turuncu ve altın rengi ışımalarla.
Türü
Roman
Sayfa Sayısı
0
ISBN
9755393226
Baskı Sayısı
0. Baskı
İstenmeyen yağlar. Pahalı, butik sabunlar. Maaş çekleri, güzel bir ev, zarif mobilyalar. Yalnızlık ve yabancılaşma. Tüketimin susmayan arsız çağrısı. Yalanlar ve yalanlar. Nefret ve öfke.
İlk kez yayımlandığı 1996'dan beri bir yeraltı klasiği olarak anılan Dövüş Kulübü, yeni bin yılın eşiğinde geçen bir anti-ütopya öyküsünü anlatıyor. Yaşadığı hayattan nefret eden, ölüm düşüncesini saplantı haline getirmiş, insani yakınlığı kanser dayanışma gruplarında arayan genç bir adam.
Bir baba ve bir tanrı aramak
Tamirci çocuk diyor ki: “Eğer erkeksen, hristiyansan ve Amerika'da yaşıyorsan, tanrı modeli olarak babanı görürsün. Eğer babanı hiç tanımamışsan, baban kaçıp gitmişse ya da eve hiç gelmiyorsa, tanrı hakkında ne düşünürsün?”
Bunlar hep tyler durden doktrinleri. Ben uykudayken küçük kağıt parçalarına karalanan, sonra işyerinde yazmam ve çoğaltmam için bana verilen sözler. Ben bunların hepsini okudum. Hatta patronum bile muhtemelen okumuştur.
“Sonunda,” diyor tamirci çocuk, “Bütün hayatını bir baba ve bir tanrı aramakla geçirirsin.”
“Unutmaman gereken şu ki,” diyor, “Tanrı seni sevmiyor olabilir. bu da bir olasılıktır. Belki de tanrı bizden nefret ediyordur. Hayatta olabilecek en kötü şey değil bu.”
Tyler'ın bakış açısına göre, kötü şeyler yaparak tanrı'nın ilgisini çekmek, hiç ilgi görmemekten daha iyiydi. Belki de tanrı'nın nefreti tanrı'nın kayıtsızlığından daha iyidir.
Ya tanrı'nın can düşmanı, ya da hiçbir şey olacak olsan, hangisini seçerdin?
Tyler Durden'a göre biz tanrı'nın ortanca çocuklarıyız. Tarihte özel bir yeri olmayan, özel ilgi görmeyen kimseleriz.
Tanrı'nın ilgisini çekemediğimiz sürece ne lanetlenme umudumuz olabilir, ne de kurtuluş umudumuz.
Hangisi daha kötü, cehennem mi, hiçlik mi?
Ancak yakalanır ve cezalandırılırsak kurtulabiliriz.
“Louvre'u yakacaksın,” diyor tamirci çocuk, “ve mona lisa'yla kıçını sileceksin. böylece en azından tanrı isimlerimizi bilecektir.”
Ne kadar derine yuvarlanırsan, o kadar yükseğe uçarsın. Ne kadar uzağa kaçarsan, tanrı seni o kadar yanında ister.