Amerikan mecmualarını karıştırıyordum

Demin Amerikan mecmualarını karıştırıyordum. Bacak yağıyor. Operetler, müzikholler, filmler, caddeler her yer bunlarla dolu değil mi? Babam söyler: eskiden vücuttaki uzuvların pek çoğunun adını söylemek ayıpmış: Meme, karın, kalça, bacak, baldır, ayak gibi sözlerden birini ağzına almadan evvel bir "afedersiniz" deyip sesi alçaltmak lazımmış. Şimdi bacağını göstermek ve beğendirmek bile ayıp değil. Senin ipek çorabın içinde bir ruh varsa bunu benim avucum anlar. Onunla başka türlü temas ve muhabere vasıtası bilmiyorum. Belki dizkapağının da bir ruhu var.Ruh,ruh... Yürürken belin bir kıvrılışı... Oradan bir seyyale geçiyor şüphesiz... Fakat o bende aynı cisten bir seyyale arıyor.Sen boyadığın ve süslediğin vücudunla bende hangi duyguya hitap ediyorsan ondan cevap alıyorsun. İskarpinin açık penceresi önünde oturan ve seyredilmekten hoşlanan topuğun benden merhamet mi istiyor? Kainatın sırlarına ait düşünceler mi istiyor? Milli heyecan mi istiyor?Ruh, ruh...Ne istiyor bu dekolte ayak benden? Bugün sokaklarda dizkpağına kadar açılan kadın bacakları hangi budala Aristo'nun mantığına, Eflatun'un idelerine, Leibniz'in monadına dair fikirler uyandırır? Göğsünüzde zıp zıp sıçrattığınız yuvarlaklar Bach'ın Ave Maria'sını mı söylüyor? Süleymen Dede'nin mevlüdunu mu?
Peyami Safa - Matmazel Noraliya'nın Koltuğu - Sayfa 68

Türü
Roman
Sayfa Sayısı
0
Baskı Sayısı
0. Baskı