Şiirin biri ebedî biri de manzum aktüaliteden ibaret iki mevzuu vardır. Şiirin ebedî mevzuu, insan kalbinin kâinat sırrı, Allah, aşk, ölüm karşısında geçirdiği haz ve sıkıntı ürpermeleridir; şiir bunları unutacak kadar şiddetli günlük vak'aların tazyikine kapılır da yalnız aktüalite karşısındaki geçici reaksiyonların ifade hududu içinde kalırsa, yaşama ve yayılma şansı, bir takvim yaprağının bahtı kadar küçük ve dar olur.
Bugünün şâiri, eteğinden çeken siyasî ve içtimaî meselelerin üstünde düşünmek zaruretinin verdiği bir hassasiyet ve tefekkür varlığı içinde şiirin ebedî mevzuuna dalabilmek için muhtaç olduğu sükûn ve istiğrak imkânlarından mahrumdur. Fransız şâirlerinden çoğu, bugün, iktisadî buhran veya onun bir başka türlüsü olan zekâ buhranı hakkında makaleler yazıyor ve konferanslar veriyorlar. Valery bunların başında gelir; Paul Claudel de şiirden fazla sosyoloji ve politika hakikatleri söylüyor. Misâller epeycedir.
Evi yanan bir adam ne kadar şâir olsa, fezaların sonsuzluğu önünde hayale ve düşünceye dalmayı, bir kova su aramaktan daha gülünç bulur. Evi dünya olan şâir de, cihanın geçirdiği bugünkü yangın telâşı içinde yıldızlarla sohbet fırsatını bulamıyor ve maddî tedbirler arayarak, yürekleri yananlara günlük fikirlerin teselli suyunu serpmek istiyor.
Bu yangın sönecektir. O güne kadar şiirin en büyük, sözlerini söylemesini beklemeyelim. Temelleri zangırdayan bir dünyanın hüznü içinde, bugünlük, şiir susacak ve- \ yahut biraz kekelemek için ağzını açacaktır.
Sanat-Edebiyat-Tenkit -
Sayfa 253
-
Türü
Deneme
Sayfa Sayısı
324
Baskı Tarihi
1999
Baskı Sayısı
2. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Bir sanat eseri, yaratıldığı devre göre ve o devrin hassasiyetini, zevkini ve anlayışını en iyi ifade ettiği için mi değer kazanır? Yoksa o devri aşan, her zaman için taze, hatta her zaman yeni güzelikleri keşfedilen ebedi değerlere mi sahiptir? Başka ve daha kestirme bir deyimle, bir eserin, bilhassa bir şaheserin değeri "tarihi" midir, "ebedi" mi?
Batıda bu mesele çok münakaşa edilmiştir. Geçen asrın büyük Fransız tarihçisi ve filozofu Ernest Renan "İlmin Geleceği" adlı meşhur eserinde tarihi görüşü savunur.
"Mutlak bir hayranlık daima sathidir.