Hani çocuklar muziplik olsun diye birbirinin, yahut büyüklerin arkasına kağıttan bir kuyruk iliştirirler ya...
Sonra kuyruk taktıklarının hiçbir şeyi farketmeyişleri karşısında kıs kıs gülerler. Bu, gafletin çocuk ruhiyatında uyandırdığı gülünçlük hissinden gelir. Bütün komiklikler de aşağı yukarı aynı duyguya dayalıdır.
Ceketinin yakasını düzeltmeyi unutan, yeleğini bir ilik farkıyla düğmeleyen, yediği yemekten çenesinde bir parçacık kalan insanlara güleriz. Niçin?..
Gaflette oldukları için... Hele bu iş pabuçlarını ters giymeye kadar varan bir mübalağa derecesine vardı m, yapanın aklından şüphe etmeye kadar gideriz.
Şu marangoza da bakın!.. Birtakım tahtaları kesip biçerek kafasındaki şekle göre kutuya benzer bir şeyler yapıyor.
- Nedir o yaptığın?
- Tabut...
- Kendin için mi yapıyorsun?
- Ne münasebet!.. Ismarladılar, yapıyorum.
- Peki, yarın senin için de başka bir marangozun bu işi yapacağını düşünmüyor musun?
- Düşünmüşüm ne çıkar?.. Bu tabuta girecek olan ölü bunu düşünmüş müdür ki, ben de düşüneyim?..
Ve bu son cevap, tabut çakanların verebileceği en doğru karşılık...
Aynadaki Yalan -
Sayfa 176
-
Türü
Roman
Sayfa Sayısı
219
Baskı Tarihi
mayıs2009
Yazılış Tarihi
1980
ISBN
975-8180-09-7
Baskı Sayısı
19. Baskı
Basım Yeri
istanbul
Editörü
Suat ak