Öztürkçeci bir yazar,
Doğa’nın tin üzerine olumlu etkileri…
Diye bir makale yazarsa, okuyucu evvela şaşırır, sonra kızar ve gazeteyi elinden atar. Çünkü cümlenin şu manasını anlamaz: “Tabiatın ruh özerine müspet tesirleri”
Mesela “Tabiat” manasına uydurulan “Doğa” kelimesi anadilinde yoktur; folklorda yoktur; okulda yoktur. (Tabiat Bilgisi kitaplarının adı Doğa Bilgisi değildir) eski ve yeni edebiyat dilinde yoktur;felsefe dilinde yoktur; tabiat ilimleri dilinde yoktur; okuyucu ararsa bu kelimeyi yalnız Türk Dil Kurumunun sözlüğünde bulur ve şu izahata rastlar: “Bir şeyin, dışardan gelen etkilere karşı gösterdiği tepkiyi belirleyen iç niteliği.” Bu cümleyi anlamak için de her kelime için aynı sözlüğe başvurursa: diğer izahları anlamak için yine her kelime için sözlüğü karıştıracağız. Yine her kelimenin izahını anlamak için sözlükte araştırmalara devam edecek ve bunun sonu gelmeyecektir.
OBJEKTİF:1 - Osmanlıca Türkçe Uydurmaca -
Sayfa 234
-
Türü
Deneme
Sayfa Sayısı
285
Baskı Tarihi
1990
ISBN
978-975-437-0288-1
Baskı Sayısı
3. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Türk dili üzerindeki tartışmalar devam etmektedir. Bir Türkçülük hareketi olarak başlatılan özleştirme akımı tam bir millî kültür yabancılaşması haline dönüştürülmüştür. Kelimeler -ve tabii onlarla birlikte millî kültür muhtevaları-atılıyor, uydurma kelimelerle gayri millî bir kültür kurulmaya çalışılıyor. Böylece nesiller birbirine ve yeni nesiller millî kültüre yabancılaş¬maya devam ediyor.