Şiir Ne Değildir?

Şiirin doktorluk kadar bir ihtisas haysiyeti olduğunu kabul etmeyenlere, şiirin doktorluk kadar güç bir iş olduğunu anlatmak güçtür. Zamanımızın şâir bolluğu ve şiir azlığı bu zorluktan ileri geliyor. Bütün elde edilmek şansı bir doğuş kabiliyetine irca edilen şiir üstünde herkesin bir hak iddia etmemesine şaşılabilir: Çünkü doğuşta kim şâir değildir? Şiddetli bedbin hassasiyetinin ilk canlı ifadesini çığlıklar ve gözyaşları ile vermemiş hangi çocuk vardır? Eğer şiir, doğarken kopardığımız bu çığlıkların büyüdükten sonra manzum ifadesi demekse kafiye bulabilen herkes şâirdir. Halk şiiri, güzel iptidaîliği içinde bunu çok kereler isbat etmemiş midir? Aynı iptidaîliğin güzelliği kadar, kolaylığı ve basitliği de hâlâ şâirlerimizi folklor nev'inden şiirler yazmaya teşvik ediyor. Artık şunu açık konuşalım: Şiir bu değildir.
Peyami Safa - Sanat-Edebiyat-Tenkit - Sayfa 232

Türü
Deneme
Sayfa Sayısı
324
Baskı Tarihi
1999
Baskı Sayısı
2. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Yayın Evi
Ötüken
Bir sanat eseri, yaratıldığı devre göre ve o devrin hassasiyetini, zevkini ve anlayışını en iyi ifade ettiği için mi değer kazanır? Yoksa o devri aşan, her zaman için taze, hatta her zaman yeni güzelikleri keşfedilen ebedi değerlere mi sahiptir? Başka ve daha kestirme bir deyimle, bir eserin, bilhassa bir şaheserin değeri "tarihi" midir, "ebedi" mi? Batıda bu mesele çok münakaşa edilmiştir. Geçen asrın büyük Fransız tarihçisi ve filozofu Ernest Renan "İlmin Geleceği" adlı meşhur eserinde tarihi görüşü savunur. "Mutlak bir hayranlık daima sathidir.