Su

Tıpkı sütün hatırasının tadına bakmak gibi. Öyle ki orada ruh "olma" kaydında değildir, gerekme kaydında değildir. Bu bir bakıma, tarihi efsaneleştirmek, sınırlı olanı mutlaklaştırmaktır. "Gönlün istediğiyle bir arada olma" nın tadına "yalnızlığın kurtuluşu"nda varmaktır. Onsuz onunla olmaktır. Böyle yoğun bir yalnızlığa gömülmüşken, bu dopdolu ve ıtırlı yalnızlık içindeyken, uçsuz bucaksız ovaların üzerinde ve renksiz ama rengarenk ve muvaffak hayalî ufuklarda uçarken birdenbire korkuyla fırladım yerimden. Bu korku beni öyle perişan etti ki sakin ve dopdolu yalnızlığımdan korkup kaçtım: "Peki onun toprağını hangi suyla çamur haline getirecekler? Şu kokmuş ve acı sularla mı? Şu kara ve bulanık sudan almasınlar sakın!" Korktum.
Ali Şeriati - Çöle İniş (Hubut - Kevir) - Sayfa 41

Türü
Diğer
Sayfa Sayısı
527
Baskı Tarihi
Eylül 2010
ISBN
978-605-5482-00-8
Baskı Sayısı
0. Baskı
Basım Yeri
Ankara 2010
Yayın Evi
FECR YAYINEVİ
Mütercimi
Prof.Dr.Hicabi Kırlangıç - Prof.Dr.Derya Örs
Orijinal Adı
Hubut der Kevir
Birden elindeki elmayı uzattı ve gözleriyle benden onu dişlememi istedi. Fakat ben dudaklarımı daha sıkı kapattım. Yüreğimdeki dilsiz bir duygu diyordu ki an, büyük bir inkılâp anıdır. Bütün varlık olduğu yerde durmuş heyecanla bekliyordu. O, bir isyan alevi gibi karşımda dalgalanıyor ve sabırsız yakıyordu beni. Bense kalbinde korkunç bir volkanın patlamak için sabırsızlandığı dağ zirvesinin sakinliğine sahiptim. O her an daha kararlı ve saldırgan, ben her an daha tereddütlü ve ezgin. Günah duygusu.