Çelişmeli gibi görünen iki gerçek, kimileyin bir gerçeğin birbirini tamamlayan parçalarından başka bir şey değildir

Neden Altını Çizdim?
Yaşlandık mı farkında olmadan?
"Çocuk, yirmi beş yaşına kadar babasıyla anasını saygıyla sever, yirmi beşten sonra yargılar, daha sonra da bağışlar..." Emin Bey elini Gustav Le Bon'un kitabı üstüne koyarak bunu ne zaman, nerede okuduğunu bulmaya çalıştı, sonra birden niçin hatırladığını merak etti. Okuduğu sayfada, Gustave Le Bon güvenli bir ukalalıkla "Çelişmeli gibi görünen iki gerçek, kimileyin bir gerçeğin birbirini tamamlayan parçalarından başka bir şey değildir" diyordu. Bunu okurken, daha doğrusu, kabul edebileceği gerçeklerden olup olmadığını araştırırken, çocuklarla baba-ana ilintisi neden araya girmişti? Gözlerini kıstı. "Çünkü dayıcım... Türkçesi sorumluluktan kaçan bütün insanlar, doğruluktan, çok zor söz edecek kadar bencildirler..." Biraz önce Murat'ın söylediği bu sözü, tekrar duyar gibi oldu. Gene, eni konu yüksek sesle "Halt etmişsin" dedi. Bu kelimeyi sadece, çok sevdiği yeğeni Gazeteci Murat için kullanıyordu, bir çeşit, "Aferin" anlamına... Gülümsedi. Oğlan biraz karışık söylemişti ama, bir şeyler söylemeye çabalamıştı. Okuyordu belli... Okuduğunu da tutuyordu aklında... "Okumuş gazeteci... Korkunç bir icat mı çıkaracak başımıza bu herif?.." Bakon'dan bir şeyler geldi aklına, zorlayıp toparladı: "Yaşlılar, hemen bütün söylenenlere karşı gelirler, uzun boylu danışırlar, mümkün mertebe az tehlike göze almaya çabalarlar, pek çabuk pişman olurlar, çoğu zaman tam kertesinde anlamazlar, bu yüzden değersiz başarılarla yetinirler..." Daldı. "Yaşlandık mı, farkında olmadan?.."
Kemal Tahir - Kurt Kanunu - Sayfa 197

Türü
Roman
Sayfa Sayısı
312
Baskı Tarihi
Ekim 2010
Yazılış Tarihi
1969
ISBN
978-975-273-154-7
Baskı Sayısı
3. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Yayın Evi
İthaki
Editörü
Sevengül Sönmez
"Kurtlukta düşeni yemek kanundur" korkusunu her an enselerinde hissederek yaşayan köşeye kıstırılmış, kendileriyle ve geçmişleriyle, içinde bulundukları zamanla hesaplaşan insanları anlatıyor Kemal Tahir, Kurt Kanunu'nda. Cumhuriyetin en bunalımlı dönemlerinden biri olarak değerlendirilen "İzmir Suikasti" olayına karışan ve karıştırılanların dramı olarak da okunabilecek roman, İttihatçılar arasındaki iktidar kavgasını ve tasfiye sürecini de acımasız bir yalınlıkla ve özeleştiriyle ortaya koyuyor. Esir Şehir Üçlemesi'nde taşıdığı umudu Yol Ayrımı'nda yitirmeye başlayan Kemal Tahir, Kurt Kanunu'nda mücadelenin kime ve neye karşı yapıldığının pek de öneminin kalmadığı günleri "hayal kırıklığını satır aralarına gizleyerek" ustalıkla betimliyor.