Dava Adamının Özel Hayatı Olmaz

"Alimler, peygamberlerin vârisleridir." Onlardan devraldık­ları iman hizmetini, mirasçısı oldukları peygamberlere yakışır bir şekilde devam ettireceklerdir. Sadece bilmek, âlim olmak, inşam "peygamber vârisi" yap­maz, bunun için, "peygamber gibi davranmak" icap eder. Ancak bunu yapabilen âlimler, o makama ve tebrike lâyık olurlar. Dava Adamının Özel Hayatı Olmaz Bu büyük insanların, hâlleri, tavırları ve yaşayışları; sözlerin­den daha tesirli olur. Bu insanlar her anlarını, günün yirmi dört saatini, Müslümanca yaşarlar. Bu zatarla insan, bir genç, yirmi dört saatini birlikte geçirebilir... Fakir, Hasanül Benna, Sabri Efendi, Zahid Kevseri ve İhsan Efendi gibi zatlarda bu hâli gördüm. Ne yazık ki, İslâm davasına önder olduğu söylenen bazı meş­hur kimselerin, şahsî davranışlarında, siyasî veya ticarî hayatiarında, yakışıksız hâller görülebiliyor... "Canım bu onun özel hayatıdır, karışmayalım." denilemez. Çünkü dava adına öne çıkmış adamların, özel hayatları olamaz... Özel hayatını, keyfine göre yaşamak isteyenler, İslam adına öne çıkmazlar, çıkamazlar, çıkmamalıdırlar.
Mehmet Ertuğrul Düzdağ - Üstad Ali Ulvi Kurucu Hatıralar-2 - Sayfa 294

Türü
Hatırat
Sayfa Sayısı
406
Baskı Tarihi
Haziran 2007
ISBN
9944-125-12-1
Baskı Sayısı
2. Baskı
Basım Yeri
Gaziemir / İzmir
Yayın Evi
Kaynak Yayınları
Editörü
Şeref Yılmaz
Yazan: AHMED ŞAHİN Yazı Kaynağı: Zaman Gazetesi, Ailem Eki, Sayı: 228 Çileli bir devrin hikayesini Ali Ulvi Kurucu merhumun hatıralarından okumak büyük bir şans. Hayatını tamamen ilme adamış yüksek bir kâmet olan merhum Kurucu, hatıralarıyla da irşad vazifesini yerine getiriyor.