Hazreti Muhammed

Hazreti Muhammed

Yazarı
Sayfa Sayısı
0
Baskı Sayısı
0
Tolstoy "Başımdan geçenleri şöyle ifade edebilirim: Ne zamandı bilmiyorum; neresi olduğunu bilmediğim bir sahilde beni bir kayığa oturttular ve sonra kayığı karşı kıyıya yönelttiler. Kürekleri elime verip beni yalnız bıraktılar. Küreklerle elimden geldiği kadar uğraştım ve ilerledim. Ancak ben açıldıkça beni o bilmediğim yere götüren akıntı da şiddetleniyordu.Ulaşmam gereken hedeften farkında olmadan uzaklaşıyordum. Etrafımda benim gibi akıntıya kapılan bir çok kürekçinin olduğunu gördüm. Bazıları durmadan kürek çekmeye devam ederken, bazıları küreklerini çoktan fırlatıp atmıştı. Koca kayıklar, dev gibi gemiler insanlarla doluydu. Bir kısmı akıntıya karşı çabalamaya devam ederken, bir kısmı kendini akıntıya bırakmıştı. Ben de bir yandan ilerleyip bir yandan da akıntının aşağılarında kalan yolcuların ardından bakarken, bana gösterilen yönü unuttum. Tam da akıntının ortasında,aşağı doğru giden kayık ve gemilerin kalabalığında yönümü iyice kaybettim. Her yanımdan tayfalarının neşeli zafer çığlıkları attığı yelkenliler, gemiler ve kürekli kayıklar geçiyor, akıntının aşağılarına doğru giderlerken bana "Başka bir yön yok!" diye sesleniyorlardı. Ben de onlara inanıyordum ve onlarla birlikte ilerliyordum. Böylece çok uzaklara yol aldım. Öyle uzaklara gittim ki, ortasında yolumu şaşırdığım hızlı akıntıların gürültüsünden başka ses duyamaz oldum ve kayıkların orada nasıl parçalandığını gördüm. Ve bütün bu gördüğüm, yaşadığım şeylerin dehşetinden olsa gerek, kendime geldim. Uzun süre, bana ne olduğunu anlayamadım. Önümde yalnızca koşar adım yaklaştığım ve korktuğum yok oluşu görüyor, hiçbir yerde kurtuluş göremiyordum. Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. O zaman geriye doğru baktım ve sayısız kayık gördüm. İnatla, büyük bir savaş vererek akıntıyı geçiyorlardı. O anda kıyıyı, kürekleri ve yönümü hatırladım. Geriye döndüm ve akıntıya ters yönde, kıyıya doğru kürek çekmeğe başladım. Kıyı Allah'tı; yön gelenek, kürekler ise bana verilen özgürlüktü. Ve bunlar bana kıyıya ulaşmaya çabalayayım, Allah'la birleşeyim diye verilmişti."….. Kimler aramadı ki onu...Kuşkusuz o, bu serüvende ne ilkti ne de son olacak,dünya döndükçe yaşam sürdükçe…Söylemek istediklerim bir yazının sınırlarına sığmayacak bunu da bilirim, bundan dolayı satır arası boşluklarımı üç noktaya bırakıyorum. Haddimi aşarsam bağışlayın! Fakat sizlerde bilmelisiniz ki ‘’Kopan bir ipe sımsıkı bir düğüm atarsınız, ipin en sağlam yeri artık bu düğümdür.Ama ipe her dokunuşunuzda canınızı acıtan tek nokta, yine o düğümdür.’’ Yaptığım, o düğümden o can acıtıcı noktadan tutunarak, Tolstoy’un tanrıya sığınış hikayesini anlattığımı zannedip ‘’beni’’ bulmaya çalışmaktır şunun şurasında. ’’İnancın özü insanın hayret seviyesi ise doruğu da Tanrıdır’’...O, entelektüel anlamda bu süreçte kendine yönelik tüm soruları ve ortaya koyduğu eylemleri hiç şüphesiz tanrıyla bütünleşme, ona ermeydi.Kitapta benim okuduklarım ve kendimde anlamlandırdığım ona ait düşünceler ve ben de bıraktığı izlenimler ise…inancıyla yüzleşmede kendini hazır bulan ve bununda altından kalkabilecek donanımları olan bir idrak seviyesinde bi kalem bi düşünürdü...’’Zira olgunlaşmamış sevginin nedenlerini sorgulamak benliğimizi, zihnimizi ,duygu sistemimizi yıpratır.’’ Onun istediği bir heyecan değildi! Her şeyi elde etmiş bir yazarın ne beklentisi olabilir şu hayattan ? Yazardı , aynı zamanda sistemli ve sorumlu bir düşünür; hem kendine hem de içinde yaşadığı topluma karşı..’.’Her insan değişen duygu ve davranışlarıyla varlığının kaotik yapısından beslenir ama nadir kalemler özünden damıtabildiklerini hiç bozmadan, insan olmanın değerini yücelterek,onun gibi olduğu haliyle yazıya aktarabilir.’’ 1910 kasımının ilk haftasında bir tiren istasyonunda ölü bulunuşu,Tanrıyı bulup bulmadığı noktasında soru işaretlerine kapı aralarken geride bıraktığı eserlerinde gönlünü çoktan tanrıya kaptırdığı da ortadadır. TOLSTOY- Hz MUHAMMED (Gizlenen Kitap) Eser,Tolstoy’un Müslümanlık ve İslamiyet ile ilgili yazışmalarının ve anekdotlarını aslına sadık kalınarak kitap halinde okuyucuya sunulmuş halidir. Tolstoy, bu eseriyle Rus okurlarını Hz Muhammed’in hadisleriyle tanıştırmış olmakla birlikte,İslam dinini ve Hz Muhammed gerçeğini, öbür dinlerle kıyaslayıp,neden sonuç ilişkisiyle ve sorularına bulduğu cevaplarla açıklama getirmiş.Kitabın ‘’İTİRAFLAR’’ bölümünde ise ‘’Allaha iman, Hiç olabilmek, Bilinmeyeni Bulmak, Allah’la Birleşme ,Hristiyanlığı kabul edemiyorum,Allah’ı Arayışı ,Sebepsiz bu dünyaya gelemezdim’’başlıklı konularda görüşlerini yazmaktadır .Kitaba dair kitabın yayımı ile ilgili değişik okur çevreleri kendince yorumlar yapmaktan geri durmamışlar…Öyle ki,eserin sanıldığı gibi gizlenen bir şey olmadığı ’’Bak bir Hıristiyan bizi seviyor’’ kompleksi olup ,bunu da satış adına başvurulan masum bir aldatmaca olarak değerlendirmişler..Yayıncı ise bunun farkındaki böyle bir eseri yayınlamakla olmayan bir olguyu,düşünceyi,ve ya yazını varmış gibi sunarak bilinç altınlarını aldatmaya yönelik bu yönde bir girişimimiz söz konusu olamaz.Amacımız,var olanın ve gerçek olduğuna inandığımız şeylerin üzerindeki gizem perdesini kaldırarak belge, bilgi ve kaynaklarıyla ‘’hakikatleri’’ ve ‘’Tolstoy’u’’ okuyucuyla buluşturmaktır.Çünkü bizim için Tolstoy’un ‘’Eğer insan seçme hakkına sahip olsaydı,aklı başında olan her provoslav (Hıristiyan) ve her bir insan,şüphe ve tereddüt etmeden Muhammediliği;tek Allah’ı ve onun peygamberini kabul ederdi.’’, sözünü,; dahi bir kitap hacmindeki bilgi ve anlam kadar değerli bulduklarını ve yazarın bu inanç kültüründeki değişimini ve değişim sancılarını her okurun bilme hakkı olduğunu söyleyerek eleştirilere kendince cevap vermiş. Sonuç olarak, bilinmeyenlere dair hem okura hem de edebiyatçılara ve araştırmacılara bilgi ve belge niteliği taşıyan bu eserin her kesim tarafından okunması ve anlaşılması,ayrı bir önem arz ettiği inancındayım . İyi Okumalar Efendim...

Kaynaktan Diğer Alıntılar