Gelgelelim, İslam coğrafyasında da hiç sevilmeyen bir yazar oldu Dante. Bunun nedeni İlahi Komedya'nın İslam peygamberiyle ilişkisi açısından sorunlu bir eser olmasıydı. Muhtemelen yine bu nedenle Dante ve Komedya üzerine entelektüel çalışmalar neredeyse yok denecek kadar azdır ülkemizde. Hele Batı'daki Dante araştırmaları külliyatı düşünüldüğünde, bizde sözü bile edilemeyecek bir yoksunluk söz konusudur.
Bu, duygusal ve bir yere kadar anlaşılır bir şey; ama her şeye rağmen Komedya'nın İslam'la ilişkisi boyutuyla da olsa, ele alıp incelenmesi gerekirdi ve hiç değilse yalnızca bu konunun temelleri üzerine akademik düzeyde çalışmalar yapılabilirdi. Hele bu eserin Batı kanonunda bulunduğu ve bunun temel eğitim düzeyindeki okullarda okutulduğu düşünülürse, bu durumun İslamofobiyi besleyen bir gizli damar olduğunu söylemek çok zor olmasa gerek.
Tarihte böyle garipliklere rastlanır. Dostoyevski'nin o yüksek edebi gücünü yansıttığı eserlerine karşın ıslah olmaz Panslavistliği ve Osmanlı-Türk düşmanlığı buna benzer bir durumdur. Wagner'in müziğinin zengin kromatik yapısı ve tonal merkezleri hızla değiştiren olağanüstü müziksel yaratıcılığına karşın, ırkçılığı ve antisemitik düşünceleri, ayrıca kendi yaşamındaki ahlaki zaaflarının insanı şaşırtacak düzeyde süfli olması bir başka örnektir. Bütün bunlar Dante meselesi ile tam bir paralellik göstermese de, anlatmaya çalıştığımız, aşırı uçta iyi ve kötünün nasıl bir araya geldiği ve birlikte barınabildiğidir.
(Bülent Coşkun'un önsözünden)
İlahi Komedya (Nurseren Yurtman tercümesi) -
Sayfa 24
-
Türü
Şiir
Sayfa Sayısı
736
Baskı Tarihi
Ekim 2013
Yazılış Tarihi
1300
ISBN
978-605-08-1241-1
Baskı Sayısı
1. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Editörü
Ayşe Tuba Ayman
Mütercimi
Nurseren Yurtman
Orijinal Adı
La Divina Commedia
Dünya edebiyatının temel metinlerinden biri olan İlahi Komedya, yedi yüz yıllık geçmişiyle birçok edebî esere ilham kaynağı olagelmiştir. Dante’nin hem yazarı hem de başkahramanı olduğu bu destansı anlatıda ölümden sonraki hayata yapılan yedi günlük bir yolculuk anlatılır. Dante, sırasıyla Cehennem, Araf ve Cennet’ten geçerek buralardan edindiği izlenimlerini okuyucuya lirik bir dille aktarır. Böylece Orta Çağ Batılı insanının zihnindeki “ahiret” algısı gözler önüne serilirken, ortaya tarihin en uzun şiirlerinden biri çıkmış olur.