Gençliğim Eyvah

Yazarı
Sayfa Sayısı
352
Baskı Tarihi
1997
Yazılış Tarihi
1979
ISBN
975-437-065-6
Baskı Sayısı
8
Basım Yeri
İstanbul
Yayın Evi
Ötüken
Türkiye’deki anarşinin otopsisidir. Romanda, yalnız boşa giden gençliklerin hikâyesini değil, içine düşürüldüğümüz kaosun çarpıcı grafiğini de bulacaksınız. Yıllardan beri Türkiye’de bütün görevleri, ödevleri ve sorumlulukları, dolayısı ile de toplum hayatımızı paslandıran kalleş demagojileri sergilemektedir. eri ve sorumlulukları, dolayısı ile de toplum hayatımızı paslandıran kalleş demagojileri sergilemektedir. İnsana ve insanın gerçek hayatına kurulan tuzağın romanlaşmasıdır bu kitap. GENÇLİĞİM EYVAH'ı silkinip uyanmak ve gerçek hayatlarını, bir tek şansı olan kişiliklerini bulmak isteyenlerin, önce onların okumasını isterdik. SİYAH KEHRİBAR, KÜÇÜK AĞA, İBİŞ'İN RÜYASI, FİRAVUN İMANI, DÖNEMEÇTE gibi romanların yazarı Tarık BUĞRA, bu eseri için ''en önemli romanım''demektedir. Arka Kapak

Kaynaktan Diğer Alıntılar

Başlık Altı Çizili Satır Sayfa Azalan sıralama
Gülüşü taklid etmek İhtiyar gülmezdi; gülüşü taklid ederdi. Bu taklidle küçümser, bu taklidle küçültür, bu taklidle söverdi. 8
At o sigarayı! Bir sigara yakmak üzere olduğunu da, ancak, İhtiyar; "at o sigarayı" dedikten sonra fark etti. İhtiyar'ın ona yasakladığı üç, beş şeyden birisi de bu idi ve bu yasağın sağlık mağlık düşüncesiyle, ilgisi, ilişkisi yoktu. Onun söyleyişi ile, sadece, "zaaf noktalannın dağlanması için"di. Yanında ve evinde, her zaman en pahalı -ve elbette kaçak- sigaralar bulunacak, en değerli çakmakları olacak, ama Delikanlı bunları kendisi için hiç bir zaman kullanamayacaktı! İhtiyar, bu yasağı, onun deli danalar gibi dört dönerek bulduğu borç para ile alınmış Birinci paketinden ilk sigarayı yakarken koymuştu: "Kaç kuruş o sigara? elli mi? yani kuruş .. ben sana, şimdi, elli bin liralık bir çek yazıyorum. At o sigarayı. Al bu çakmağı. Bak som altındır. Senin olacak. Al bu sigarayı da; İngiltere'de özelolarak yapılır. Bundan sana, hemen yarın kartonlarla göndereceğim. Ama, yer yerinden oynasa bir tekini bile içmeyeceksin. Bu çakmağı kendi sigaranı yakmak için hiç çakmayacaksın. Söz mü? Söz verir ve sözünü tutarsan bu elli bin lira kaç para eder? ben sana bir imparatorluk vereceğim: At o sigarayı." . Ve Delikanlı, imparatorluk sözünün palavra olmadığını artık yavaş yavaş anlıyordu .. görüyordu. 16
Sersemlikleri Koruma ve Yayma ve Geliştirme Vakfı! Ve dünyanın en lezzetli meyvesini yermiş gibi, yalana yalana tekrarladı: Sersemlikleri Koruma ve Yayma ve Geliştirme Vakfı! İhtiyar, sersemlik sözcüğüyle neyi anlatmak istediğini de, bir kesin ilkeyi, hatta bir fizik veya matematik kanununu ezbere söyler gibi, şöyle açıklardı: "Yeteneklerini ve imkânlarını ve güçlerini aşan isteklere ve, özellikle, tutkulara kapılmak sersemliktir." Ve, çok sevdiği "ve" ile sürdürürdü: "Terazinin bir kefesinde kuvvet ve yetenek ve imkânlar, öteki kefesinde de istekler ve tutkular! İnsanlara hükmedenler ve hükmetmiş olanlar ve hükmedebilecek olanlar bu dengesizlikten yararlanır ve bu dengesizliği körükler ve kışkırtır." 41
Anarşiste Güvenen Anarşist Dünya'nın en budala yaratığı bir anarşiste güvenen anarşisttir!.. 47
İhtiyar'ın mottosu... Doğru'yu, yararlı'yı, hak'kı ve hakîkat'ı çürütmek için onlara sersem savunucular bul! 67
Kelimesiz düşünce olmaz. Ama duygu olur. - "Melal?" dedi, belli belirsiz bir iç çekişle de buruk buruk gülümsedi: "Gel de anlat bu kelimeyi, bu veya benzer şiirlerden öğrenmeyenlere! Osmanlıca-Türkçe sözlüğüne bakacak olanlara! 134
Yenemediği için değil, yendikten sonra yok etmek! Önce pes ettirmeliydi.. ki, temizletmek hak edilsin: Yenemediği için değil, yendikten sonra yok etmek! En büyüğe yanı en kendisine ancak bunu yakıştırabiliyor... 136
Kaybedecek bir şeyi olmayanların şirretliklerini cesaret sanıyorlar. Kaybedecek bir şeyi olmayanların şirretliklerini cesaret sanıyorlar.. aptallar. Cesaret .. ve kahramanlık değerli bir şeyler elde edebilmiş kimselerin üstünlüğü .. ve ayrıcalığıdır. 145
Aşk genç bir kız için tutmuş bedduadır! Aşk genç bir kız için tutmuş bedduadır! 153
Bırakamadıklarımız hürriyetimizin sınırlarını belirler Son yudumu da içti. Yalandı. Dudaklarını emdi. Bu arada yüzü sadece köşeli ve geniş bir çeneden ibaret kalmış gibiydi. 177