Hikayeler

Türü
Hikâye
Sayfa Sayısı
364
Baskı Tarihi
Kasım 1999
Baskı Sayısı
4
Basım Yeri
İstanbul
Yayın Evi
Dergâh

Kaynaktan Diğer Alıntılar

Başlık Altı Çizili Satır Sayfa Azalan sıralama
Kadın Kadın koyu kestane renkli gözleriyle ona gülümsedi. Sabri bir lahza berrak bir pınarda yıkandığını sandı. 10
Kendin olmaktan kurtulamamak Hakikatte Abdullah Efendi, ömürlerinin sonuna kadar kendileri olmaktan kurtulamayan, nefislerini bir an bile unutamayan, etrafındaki havaya kendilerini en fazla bıraktıkları zamanda bile, içlerinde, tıpkı alt katta geçen bütün şeyleri merakla takip eden bir üst kat kiracısı gibi köşesinde gizli, mütecessis, gayrimemnun ve zalim ikinci bir şahsın mevcudiyetini, onun zehirli tebessümünü, inkar ve istihfaftan hoşlanan gururunu ve her an için ruhu insafsız bir muhasebeye davet edişini duyan insanlardan biriydi. Ah bu ikinci Abdullah Efendi, bu üst kat sakini... 12
Eşyada mukavemet - Zaten evde kadın bulunmadığını anlamıştım. dedi. - Nereden anladınız? Genç kadın aynadan doğru cevap verdi: - Eşyada mukavemet yok. Kadın olan evde bu kadar uysallık olmaz! 14
Eşya Eşyanın sukuneti, değişmez manzarası onun için hayatta bir teselli ve zevk kaynağı idi. Bir insan, en yakınımız bile çarçabuk değişebilirdi. 20
Gözler Göz korkunç bir şahit, değil mi? Yahut korkunç ayna.. Her şeyi, ifşa ediyorlar. Hele hislerimizi gizlemek isteyince bakışlarımız nasıl değişir? Kaskatı olurlar. Ve biz gizledik sanırız. 20
Hakîkât... Bir hayatı yalanlardan temizlemek, onu olduğu gibi sadece kendi hakikati olarak ortaya koymak güzel şeydi. 34
Lüzümsuz gerginlik Büyüklük arzusunu,tatmin edilmemiş azamet duygularını bir yığın küçük şeylerle doyuran ve bu yüzden mesut olanlara hayatta ne kadar çok tesadüf ederiz. 35
Alışmak Zaten hayat dediğimiz bu kapalı dairenin asıl mucizesi,bu alışmak değil miydi? 36
Kerata Babam geldik geleli, oğlana kendisine > demesi için yapmadığını bırakmıyor. Ayrıca her akşam da bir küfür öğretiyor. İleride lazım olur. En sağlam akçadır. Bozdurur rahatını satın alırsın! 46
Manzara Tepeden beraberce denize baktılar. Manzara her an uçmaya hazır büyük, renkli bir kuşa benziyordu. 48