Türkiye, İslam ve Sekülarizm

Yazarı
Türü
Araştırma
Sayfa Sayısı
288
Baskı Tarihi
2011
ISBN
9789750509452
Baskı Sayısı
1
Basım Yeri
İstanbul
Yayın Evi
İletişim
Dinin toplumsal hayatta oynadığı rol, dinî kurumların Cumhuriyet döneminin modernleşme perspektifiyle yaşadığı gerilimli ilişki, toplumbilimleri açısından çeşitli tartışmalara yol açmıştır. Şerif Mardinin bu kitapta bir araya getirilen makaleleri, 19. yüzyıldaki siyasal tartışmalardan AKPye uzanan gerilim hatlarının siyasal düşüncede ve siyaset sahnesinde nasıl bir rol oynadığını inceliyor. Türkiyede düşünce tarihi, din ve siyaset sosyolojisine yaptığı önemli katkılar nedeniyle düşünce hayatımızın önde gelen isimlerinden biri olan Şerif Mardin, toplumumuzda yüz yılı aşkın bir süredir gündemde kalan din, modernleşme, Batılılaşma gibi olguları hem resmî yorumun hem de yerleşik muhalif söylemlerin dışında kalarak, toplumsal zemin ve arka planlarıyla birlikte inceler. Mardinin pozitivist Batı düşüncesinin Türkiyede egemen görüşle birleşerek biçimlendirdiği kabul edilmiş eğilim ve yönteme kapılmayışı, toplumsal değişim dinamiklerini genelgeçer kalıplara sokmayışı, resmî ideoloji ve Kemalist söylemin etkilerinden uzak kalışı, onu Cumhuriyet aydınlarının önemli bir kesiminden kalın çizgilerle ayırır ve bütün eserlerini toplumbilim dünyamızda ayrıcalıklı bir yere koymayı gerektirir. (www.maxkitap.com'dan alınmıştır)

Kaynaktan Diğer Alıntılar

Başlık Altı Çizili Satır Sayfa Azalan sıralama
Kaba tefsir ... O alt seviyede, sofistikasyonunu kaybetmiş olan, temsilinde çok kaba olan halk tefsirinin vardığı noktalar bazen insanı korkutuyor. Mesela, bu namus cinayetleri falan gibi şeyler bu kaba temsilden kaynaklanıyor. Bunun İslam'la hiçbir ilgisi yok. Yaşadığımız 20. yüzyılda öyle bir süreç var ki, mahalle seviyesinde gelişmiş İslam'ın kendine mahsus, biraz da sert bir yönü oluşmaya başladı. Mahallede; İslam'da bir temeli bulunmayan bazı giysi tipleri ile, davranış tipleri ile ve en korkuncu da bu namus cinayetleriyle ilgili olarak kendi başına pişen bir şeyler var. Bu kaba tefsir, mahalleden çıkarılıp atılabilir mi? Bu, nasıl mümkün olabilir? Çok zor. Hemen şunu da söylemek lazım: Yarı-okumuş insanların sayısının çoğalması ile birlkte din anlayışının sofistikasyonunu kaybetmesi, bütün ülkelerin dini kuruluşlarında görülen gelişmelerden bir tanesi. Mesela, ABD'de daha fazla sayıda kimse kiliseye gidiyor; fakat onların anlattıkları ve düşündükleri, en ince Katolik ya da en ince Protestanlık yorumu değil. Binaenaleyh burada, İslam'ın bir kabahati yok. Kabahat, sosyal yapının. Bunun karşısına nasıl geçilir? Çok zor. Günümüzde ezilmiş olduklarına inanan insanların bulunduğu alt sınıfların, ki bırada çevre de var, İslam'ı, kendi kendilerine ve kendi eğitim seviyelerine uygun olarak tefsir etmelerine nasıl mani olacaksınız? Çünkü bu sınıfların duydukları eziklik de bu tefsirin bir parçası. Şöyle anlatayım: Ezilmiş olan adam, biraz nefes aldığı zaman, yaptığı ilk şeylerden bir tanesi; ''İslam'ı bana bu şekilde empoze etmeye çalıştılar. Hayır efendim. Ben İslam'ı kendi istediğim gibi tefsir edeceğim,'' demek oluyor. Bu aslında, onun için bir hürriyet öğesi. İslam'ın mevcut ''yol''u ona şahsiyetini ifade etmesi için bir kapı açıyor. Sebebi de, mahallenin, bu karışık şeylerin hepsinin birden gerçekleştiği bir yer olması. Bu durumu nasıl halledeceğiz? Bana biraz zor bi şeymiş gibi geliyor. 228