Nizam-ı Cedid

1792’de Osmanlıların askerî durumunun kötüye gitmesiyle, Rusya ve Osmanh İmparatorluğu İngiltere ile Prusya’nın arabuluculuklarını kabul etmiş ve bu da, esasen Küçük Kaynarca Barışı’nın bir teyidi olan  ve ilave olarak da Rusya’ya Karadeniz kıyılarında biraz toprak kazancı sağlayan Yaş Barışı’nı getirmişti.

Barışın tamamlanmasının hemen ardından padişah, “Nizam-ı Cedid” denilen reform (ıslahat) programını başlattı.

Bu program esas olarak, merkezî devlet örgütünün gücünü hem dış düşmana (bilhassa, felaket getiren iki savaştan sonra Osmanlı gücüne karşı en büyük tehdit olarak ortaya yı­kan Rusya’ya) hem de iç düşmana (yarı bağımsız ayana) karşı artırmayı hedefliyordu. Bunlar, Selim'in 18, yüzyıldaki seleflerinin başına dert olmuş sorunlardı ve onun bu sorunları çözme girişimleri de esas itibariyle geleneksel tarzdaydı: Selim suistimal ve rüşvetle mücadele ederek ve geleneksel sistemi ve böylece adaleti yeniden tesis ederek, devlet aygıtını (özellikle de orduyu ve vergi tahsilatı işini) güçlendirmeye girişti. Bütün topluluk ve bireyler yine kendi hudutları içinde kalmaya zorlanacaktı. Selim’in -bilhassa gayrimüslim reaya için- geleneksel giyimi ve bina kısıtlamaları­nı güçlendiren hatt-ı hümayunları onun siyasetinin bu yö­nünü açıkça göstermektedir.
 

Erik Jan Zürcher - Modernleşen Türkiye'nin Tarihi - Sayfa 39

Türü
Araştırma
Sayfa Sayısı
523
Baskı Tarihi
2000
Yazılış Tarihi
1992
ISBN
975-470-514-3
Baskı Sayısı
7. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Yayın Evi
İletişim
Mütercimi
Yasemin Saner Gönen
Orijinal Adı
Turkey, A Modern History

1800'lerden bugüne, özgün, karmaşık, tartışmalı hatta kavgalı bir süreç olarak yaşanan modernleşme tarihimiz üzerine derinlikli bir inceleme... Zürcher'in emeği, hem yeni bilgiler sunuyor okurlara hem de tutarlı bir yaklaşım. Üçüncü Selim'den, Zürcher'in tanımlamasıyla "Üçüncü Cumnuriyet"e, yani 1980 sonrasına.
(Tanıtım Bülteninden)