Bu arada bir (q-kü) harfi tehlikesi atlattık. Biz Türkçe kelimelerde (k)nın ince seslilerle daima (k), kalın seslilerle (ka) okunduğunu düşünerek (q-kü)yü alfabeye almamıştık. Ben yeni yazı tasarısını getirdiğim günün akşamı Kâzım
Paşa (Özalp) sofrada:
- Ben adımı nasıl yazacağım? “Kü” harfi lâzım, diye tutturdu.
Atatürk de:
- Bir harften ne çıkar? Kabul edelim, dedi.
Böylece Arap kelimesini Türkçeleştirmekten alıkoymuş olacaktık. Sofrada ses çıkarmadım. Ertesi günü yanına gittiğimde meseleyi yeniden Ata’ya açtım. Atatürk el yazısı majüsküllerini bilmezdi. Küçük harfleri büyültmekle yetinirdi. Kâğıdı aldı, Kemal’in baş harfini küçük (kü)nün büyütülmüşü ile, sonra da (K)nın büyütülmüşü ile yazdı. Birincisi hiç hoşuna gitmedi. Bu yüzden (kü) harfinden kurtulduk. Bereket Atatürk (kü)nün majüskülünü bilmiyordu.Çünkü o (K)nın büyütülmüşünden daha gösterişli idi.
Çankaya -
Sayfa 554
-
Türü
Hatırat
Sayfa Sayısı
712
Baskı Tarihi
2010 Mayıs
Yazılış Tarihi
1968 Mart
Baskı Sayısı
0. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Editörü
Dursun Çimen