trajedi

Türü
Deneme
Sayfa Sayısı
192
Baskı Tarihi
Ocak 2013
ISBN
978-605-08-0273-3
Baskı Sayısı
2. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Yayın Evi
Timaş
Editörü
Sakine Korkmaz
Neden Altını Çizdim?
Aslında seyrettiğimiz dizilerin, filmlerin bizi etkileyen senaryoları, burada anlatılan türden, basit ama çok önemli bir takım formüllere göre yazılıyor. Belki "bizim" senaryoların naifliği bu basit formülü ihmal etmekten kaynaklanıyor olabilir. Belki de iyimser bir yorumla, batılı kafanın hayatın derin "trajedileri" -herşeye rağmen hala bir tarafıyla müslüman kalabilmiş- hayatlarımızda karşılık bulamıyordur...

Trajedinin formülü

Tragedya, bir değerler çatışmasıdır. Tragedyada bir değerin mutlak suretle diğerine tercih edilmesi gerekir ve sonunda da mutsuzluk ya da ölüm vardır. Bunlardan birinin olmaması halinde ve özellikle de ilki ve sonuncusu olup, ikincisi yoksa, diğer bir deyişle, bir değerler çatışması yaşanıyor ve sonunda mutsuzluk oluyor fakat değerlerden birinin tercih edilmesi gerekmiyorsa, bu durum, 'aşırı durum' olarak adlandırılır. Ancak şöyle bir parantez açmakta yarar görünüyor: Değerlerin seçilmesi zorunluluğu, dedik; ama bir değerin seçilmesi zorunluluğu, değerlerin eşdeğer olması durumunda mümkün olacaktır. Değerlerden biri ötekinden üstün ise, böyle bir zorunluluktan, dolayısıyla da bir 'trajik durum'dan söz edilemez.

Türü
Hatırat
Sayfa Sayısı
240
Baskı Tarihi
2003
ISBN
975-6998-70-5
Baskı Sayısı
1. Baskı
Yayın Evi
Kaknüs
Editörü
Seda Darcan Çiftçi
Mütercimi
Seda Darcan Çiftçi
Orijinal Adı
Die Reise Nach Innen
Psikolog Dervişenin Hac Günlüğü ve Bir Mânevi Uyanışın Hikâyesi: Herşey 1960’ların sonlarına doğru başlar. Michaela Mihriban Özelsel’in tıp doktoru olan babası, Almanya’ya gidecek Türk işçileri sağlık kontrolünden geçirmek üzere Alman hükümeti tarafından Türkiye’ye gönderilir. Michaela da babası, annesi ve erkek kardeşiyle beraber henüz 15 yaşındayken vatanı Almanya’dan ayrılarak İstanbul Nişantaşı’nda yaşamaya başlar. Alman Lisesi’ne devam ederken tanıştığı Türk eşiyle peri masalını andıran bir düğünle evlenir. Genç çift üniversite eğitimi için Amerika’ya gider. 3 çocukları dünyaya gelir. Eğitimden sonra Almanya’ya yerleşirler. Michaela 35 yaşındayken yıllar önce Konya’da Mevlânâ’nın türbesinde yaşadığı bir deneyimin de etkisiyle Müslüman olur. O andan itibaren hayatta en önem verdiği şey Allah’a ve Hz. Muhammed’e duyduğu aşktır. Manevi yönden gelişmek en büyük arzusudur. Halvete girer. 40 gün boyunca bir odada ibadet ve tefekkürle meşgul olur. Yaşadıklarını Halvette 40 Gün adlı kitabında binlerce kişiyle paylaşır. İkinci kitabı Kalbe Yolculuk ise Michaela Mihriban Özelsel’in manevi arayışlarının ortasında, tesadüfler eseri kendini bulduğu Hac yollarında kaleme aldığı otobiyografisidir. Michaela Mihriban Özelsel, Hac deneyiminin muazzam etkisini, Doğu’da ve Batı’da yaşamış Müslüman bir bilim insanının penceresinden anlatıyor. Hac izlenimlerini 12. yüzyıl Müslüman âlimlerinden alıntılarla süslüyor. Michaela Mihriban Özelsel, Hac yolculuğu sırasında iç dünyasının da derinliklerine dalıyor. Geçmişi hatırlıyor. Allah yoluna girişinin öyküsünü anlatıyor. Manevi uyanış sürecini yeni baştan yaşıyor ve okuyucuyla paylaşıyor. Kalbe Yolculuk, “Bu hayatta iyi bir eğitim, iyi bir kariyer, aşk, iyi bir evlilik, mutlu bir aile ve konforlu bir yaşamın ötesinde birşeyler var” diyenlerin mutlaka okuması gereken bir yaşam öyküsü.

Trajedinin getirdiği hediye...

Bir kızılderili atasözü şöyle der: "Her trajedi diğer elinde bir hediyeyle gelir; ama genellikle acı çekmekle öylesine meşgul oluruz ki hediyenin farkına bile varmayız, o da geldiği gibi yitip gider."