Zihin maddeden önemlidir

Ondokuzuncu yüzyıl sonunda ve yirminci yüzyıl başında önce fi­zikteki gelişmeler eski fiziği model alarak kurulan materya­list dünya görüşlerini sarstı. Fizikteki ve ilim felsefesindeki çalışmalar sonunda önce pozitivist bilgi anlayışı sarsıldı; in­san zihninin dünyayı anlamamızda pasif değil aktif bir rol oynadığı anlaşıldı. Kaldı ki, İlmî düşüncenin dış dünyadan toplanan malûmât üzerinde yaptığı sınıflamalar, soyutlama ve tahliller onun ilgilendiği realiteyi ister-istemez değiştiriyordu. En pozitif ilim denilen fizikte bile maddenin en ufak parçalarının doğrudan doğruya bilinemediği, bunlar hakkındaki bilgimizin âlimlerin sübjektif tasvirlerine dayandığı gö­rüldü. Öyle ki, Max Planck gibi büyük bir fizik âlimi fiziğin ilimden ziyâde sanat olduğunu söylüyordu. Nihâyet, hakika­ti aramada ilmin dışında birtakım geçerli metodların da bu­lunduğu kabul edildi: Sanat, din ve ahlâk tecrübesi. Hattâ Einstein İlmî araştırmanın hem kaynağında, hem yönlendirilmesinde dinî insiyâkın bulunduğunu iddiâ etti. Zihnin maddeden daha önemli olduğu kabul edildikten sonra bu sonuca varmamak imkânsızdı.

Erol Güngör - İslamın Bugünkü Meseleleri - Sayfa 64

Türü
Diğer
Sayfa Sayısı
264
Baskı Tarihi
2005
Yazılış Tarihi
1981
ISBN
975-437-016-8
Baskı Sayısı
14. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Yayın Evi
Ötüken Neşriyat