Türü
Hatırat
Sayfa Sayısı
220
Baskı Tarihi
2004
Yazılış Tarihi
1980
ISBN
9789754731927
Baskı Sayısı
0. Baskı
Yaşamak...
Acaba kimdi, rüya olmayacak kadar düz, hayal olmayacak kadar da gösterişsiz, gerçek olmayacak kadar da muhatapsız. Ama yine de dışardaki gerçekle ilintili.
Türü
Hatırat
Sayfa Sayısı
220
Baskı Tarihi
2004
Yazılış Tarihi
1980
ISBN
9789754731927
Baskı Sayısı
0. Baskı
Türü
Hatırat
Sayfa Sayısı
220
Baskı Tarihi
2004
Yazılış Tarihi
1980
ISBN
9789754731927
Baskı Sayısı
0. Baskı
Yaşamak...
Umutsuzluğun kapımıza gelmesi için az mı bekledik. Umutsuzluk mu, yoksa ince derin bir şikayet mi?
Yoksa;
Faaliyet içinde geçen gece ve gündüzlerimizin bizi bıraktığı anlarda kalbimizi eline geçiren ve henüz mahiyetini anlamadığımız melal mi? Bir iki adım daha atmamak için nasıl da direniyoruz. Dayandığımız şeylerin hangisi buna değerdi?
...................
İnsan, gittikçe daralan dünyasında neden mutsuz. Herkes artık gereğinden fazla büyüyor da onun için mi? On yedi yaşlarındaki delikanlıların bile iki kat yaşlıların ki kadar yürekleri dolu.
Türü
Hatırat
Sayfa Sayısı
220
Baskı Tarihi
2004
Yazılış Tarihi
1980
ISBN
9789754731927
Baskı Sayısı
0. Baskı
Türü
Hatırat
Sayfa Sayısı
220
Baskı Tarihi
2004
Yazılış Tarihi
1980
ISBN
9789754731927
Baskı Sayısı
0. Baskı
Türü
Hatırat
Sayfa Sayısı
220
Baskı Tarihi
2004
Yazılış Tarihi
1980
ISBN
9789754731927
Baskı Sayısı
0. Baskı
En güzel anı kitaplarından biri...
Anneleri küçük paketi açtı,tahin helvasını bıçakla altıya böldü ve altıya bölünmüş ekmeklere ilave ederek dağıttı. Anne mükemmel bir üleştiricidir ve kendine daima en küçük lokmayı ayırmıştır.
Türü
Diğer
Sayfa Sayısı
0
ISBN
978-975-9161-23-1
Baskı Sayısı
0. Baskı
Mütercimi
Abdülhalim Şener
İslam irfan tarihinin en mühim şahsiyetlerinden birisi olan Şeyhü’l-Ekber Muhyiddin İbnü’l-Arabî’nin, en çok tartışılan eseri Füsusu’l-Hikem (Hikmetlerin Özü)’dir.
Peygamberimiz’den aldığı talimat üzerine, “ne bir harf noksan ne de bir harf fazla” olmamak üzere nakledilen bu hikmetlerin her biri, bir Peygamber’in hakikatinden süzülüp gelmiştir.
Eserleri ile İslam irfanının zenginliğini ve enginliğini ortaya
ymuş olan bu büyük bilgenin, mühim eseri Füsusu’l-Hikem’in yeni bir tercümesini sizlerle paylaşıyoruz.
İnceltilmemiş, donuk ve cilasız ayna
Bir varlığın kendi benliği ile kendi nefsini görmesi, sözgelimi bir aynada kendi nefsini seyretmesine benzemez. Çünkü seyredilen yerin verdiği biçimde, seyredenin kendi benliği görünür. Böylesi bir yer olmasaydı ve Allah'ın onda tecellisi bulunmasaydı, herhangi bir suret bir şekil görünmezdi. Oysa, Yüce Allah, tüm alemi, ruhu olmayan bir beden gibi yaratmıştır. Yani, bir bakıma, âlem henüz inceltilmemiş, donuk ve cilasız bir ayna gibiydi.
Türü
Diğer
Sayfa Sayısı
0
ISBN
9789759014179
Baskı Sayısı
0. Baskı
Mütercimi
Ahmet Çelen
http://www.islamkutuphanesi.com/turkcekitap/online/nehculbelaga_all/nehc.html
Kendi kadrini bilmemek
Kişi önündeki cennet ve ateş için uğraşır. Hızlı hareket eden kurtulur, yavaş hareket etmek isteyen rica eder. Taksiratı olan ateşin içine atılır. Sağda ve solda olan sapıtmıştır. Orta yol ise gidilmesi gereken yoldur. Kitabın hepsi ve nübüvvetin izleri bu yolu gösterir. O yol, sünnet uygulanarak hayırlı bir sonuca ulaştırır. Boş şeyleri iddia eden helak olmuştur. İftira eden eli boş dönmüştür. Kendini Hak uğruna adayan, cahiller nezdinde helak olmuştur. Kendi kadrini bilmemek, cehalet olarak kişiye yeter. Takva üzere olan hiçbir temelin kökü kesilmez. Oraya ekin eken kavmin ekini susuz kalmaz. Evlerinize hemen kapanın, aranızdakileri ıslah edin. Tövbe sizin arkanızdadır. Hamd eden ancak Rabbine hamd eder. Ayıplayan ancak kendini ayıplamış olur.
Türü
Deneme
Sayfa Sayısı
175
ISBN
6054056293
Baskı Sayısı
5. Baskı
Bu kitap bence orijinal bir fikrin mahsülü. Yazar her harften -genellikle- bir kelime seçmiş, her kelimeye bir deneme yazmış. Ve bir kelimeyi aramış..
Türü
Araştırma
Sayfa Sayısı
438
Baskı Tarihi
Mayıs 2008
ISBN
978-975-9169-77-0
Baskı Sayısı
1. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Editörü
Fahri Özdemir
"Bu çıkmazı aşmak için, bir zihin devrimine gerek vardır. Türkiye'de çağdaş ve özgürlükçü düşünce, kendisini yetmiş veya seksen yıldan beri cenderesine alan ipoteği atmalı, Türk modernleşmesinin tarihi eleştirel bir gözle yeniden değerlendirilmelidir."
Ancak bu kambur atıldıktan sonradır ki, Kemal Atatürk adındaki parıltılı ve trajik insan, gerçek boyutlarında ele alınabilir; Türkiye gibi toplumlarda yüzyılda bir yetişen bu büyük kabiliyet, olağanüstü ihtirasları ve olağanüstü hatalarıyla, tarihte ait olduğu yere konabilir."
Objektif bir bakışla bakarsak...
Atatürk'ün vatanseverliğini ("iyi niyetini") sorgulamak da anlamsızdır. Uygar, müreffeh, dinamik, akılcı ve güçlü bir toplum idealini benimsediği; yaptıklarının bu ideale hizmet edeceğine inandığı, ve çevresindekilerin bazılarını buna inandırmayı başardığı açıktır. İnandığı hedefler uğruna, eşine ender raslanır bir enerji ve yaratıcılıkla hareket etmiştir. Eğer yaptıkları, sonuçta, ifade edilen ideallere varamamış, hatta Türkiye'nin o ideale ulaşmasını güçleştirmiş veya engellemişse, bundan dolayı o idealin samimiyetinden kuşku duymak gerekmez. Çünkü doğru niyetle yanlış işler yapmak, insanoğlunun yazgısında vardır.
Kültürü kısıtlıdır. Askerlik dışında bir profesyonel eğitime sahip değildir. Ülkenin kaderine hükmetmeye başladığı güne kadar, askeri birliklere komuta etmek dışında bir idari veya siyasi deneyimi olmamıştır. Birkaç haftalık üç Avrupa ziyareti dışında, dünya görgüsü, Selanik ve Sofya'nın batısına geçmez. Rousseau'yu ve yüzyıl başının bazı radikal Fransız yazarlarının çevirilerini okumuştur; ancak Anglo-Sakson kültürü ile herhangi bir tanışıklığı yoktur. Hayranlığını çeken Batı'nın tarihi, dini, hukuku, siyasi felsefesi, edebiyatı, töreleri ve müziği hakkında ciddi bir bilgisi olduğunu gösterecek delil bulunmaz. Din, dil ve tarih konularında sahip olduğu fikirler, ortalama bir Türk askerinin entelektüel ufkunu çok aşmazlar. Danışman olarak etrafına topladıkları, genellikle bir-iki yabancı kitap okumuş olmak dışında bir uzmanlığı olmayan kişilerdir. Yurttaşlık bilgisi notlarını yazarken dayandığı kaynak, manevi kızının sörler ortaokulunda okumuş olduğu ders kitabıdır.
Askerlik dışında formel eğitimi olmayan bir insanın, dilden ekonomiye, dinden hukuka, diplomasiden eğitim politikasına kadar sayısız alanda aldığı son derece radikal kararları, tüm toplumsal sonuç ve uzantılarıyla değerlendirebildiğine ihtimal veremeyiz.