Ahmet Davutoğlu 1998'de yazdığı makalede medeniyet konusunu Edmund Husserl'in Selbstverständnis (ben-idraki) ile Lebenswelt (hayat dünyası; ortak tecrübe alanı) kavramlarıyla açıklıyor. Bu tespit çok önemli. "Ben idraki ile hayat dünyası arasında etkin ve doğrudan ilişki kurabilen medeniyetler canlanma yaşarken, bu ilişkinin koptuğu ya da zayıfladığı medeniyetlerde bunalımlar ve düşüşler görülmektedir" diyor.
17 yıl sonra gerekli soruyu soralım. Bizim ben idrakimiz bu dönemde kendi hayat dünyasını tasarlamakta ne kadar başarılı oldu? Hayat dünyası dediğimizde evlerden, işyerlerinden, okullardan, mahallelerden ve şehirlerden bahsediyor olmalıyız. Hayat dünyası dediğimizde televizyon yayıncılığından, gazetelerden, sinemadan, tiyatrodan, internetten de bahsediyor olmalıyız. Bu dönemde Cem Yılmaz'ı, Acun Ilıcalı'yı çıkardık. Belki bir Yunus çıkarmalıydık çünkü o bize "bugün herkes fazladan bir iyilik yapsın" diyebilir.
(Tanıtım Bülteninden)
Kültür ve Medeniyetimiz Üzerine Düşünceler
Yazarı
Türü
Araştırma
Sayfa Sayısı
72
Baskı Tarihi
2016-06-20
ISBN
6056653209
Baskı Sayısı
1
Kaynaktan Diğer Alıntılar
Başlık | Altı Çizili Satır | Sayfa Azalan sıralama | |
---|---|---|---|
Büyük Dörtlü Kurgu mu? | Başrolünü David Suchet'in oynadığı film uyarlaması Agatha Christie'nin 1927'de yayınladığı "Büyük Dörtlü" (Big Four) romana sadık kalmamıştır. |
45 |