Nehcü'l Belağa

Türü
Diğer
Sayfa Sayısı
0
ISBN
9789759014179
Baskı Sayısı
0
Yayın Evi
Kalem Yayınları
Mütercimi
Ahmet Çelen
http://www.islamkutuphanesi.com/turkcekitap/online/nehculbelaga_all/nehc.html

Kaynaktan Diğer Alıntılar

Başlık Altı Çizili Satır Sayfa Artan sıralama
Melek Allah'ın her gün şöyle diyen bir meleği vardır: "Ölmek için doğun, yok olması için toplayın, harap olması için inşa edin." 360
Hüsran İnsanlara bir gün gelecek ki, otoriteye şikayet edenler yaklaştırılacak. Facir olanın dışında kimse zarif olarak anılmayacak. 355
Uyku Dünya halkı, uyuyarak yolculuk eden kervan ehline benzer. 350
Bu adamı hayretle karşılayın! Gözündeki yağ parçasıyla gören, dilinin et parçasıyla konuşan, kulağının kıkırdak kemiğiyle işiten, burundaki delikle teneffüs eden bu adamı hayretle karşılayın! 343
Sandık Akıllının göğsü sırrının sandığıdır. 341
Mekke valisi Kusam b. Abbas'a Batıdaki gözetme memurum, Muaviye'nin hac mevsiminde Şam halkından kalpleri kör, işitme duyuları sağır, basiretleri doğuştan kör, bazı insanları gönderdiğini bana bildirdi. 296
Dünya Dünya sıkıntılarla örülmüş, ihanetle tanınmış bir evdir. İyilikleri devamlı olmaz, belalarından kurtulmaz. Dünya hayatı kötülenmiş, orada emniyette olmak imkansız kılınmıştır. Orada dünya ehli, hedef tahtası yapılmış; Dünya, onlara oklarını atıyor, kargısıyla hayatlarına son veriyor. Ey Allah'ın kulları, kendinizi iyi tanıyınız. 252
Taşlarla sınanmak Allah ilk peygamberden son peygambere kadar bu dünyada gelmiş geçmiş bütün peygamberleri ne kimseye zararı ne de faydası dokunan, görmeyen, duymayan taşlarla denedi. 212
Sınır İlimde otorite olanlar, saklı gizlenmişleri tefsiri konusunda cahil oldukları gizlenmiş ğaybi bilgiyi ortaya çıkarma hevesinden onları alıkoymuştur. İlimleriyle kuşatıp kavrayamadıkları şeylerdeki acizliklerini kabul etmeleri sebebiyle Allah da onları övmüştür. Allah onların kendi künhünden bahsetmekle mükellef olmadıkları konularda derinleşmemelerini, bilgide ileri gidiş olarak tanımlamıştır. Şu yüce ve münezzeh olan Allah'ın azametini aklınla takdir etmeye kalkışma; sonra helak olanlardan olursun. Kudretinin sonunu bilmek için çırpınan vehimlerin erişemeyeceği; kudret alemindeki gizliliklere dalmaya kalkışan vesveselerden arınmış düşüncelerin ulaşamayacağı; aşkla sıfatlarının keyfiyetini kuşatmaya çalışan gönüllerin erişemeyeceği, sıfatlarından Zatı'nı bilmeye özenip inceden inceye kavramaya çalışan akılların başarısız kalarak geri döneceği mutlak Kadir O'dur. 92
Cuma Bütün övgüler, görülmeksizin bilinen, düşünmeye gerek duymadan her an yaratıp tedbir ve tasarruf eden, her an kaim ve daim olan Allah'a hastır. Burçları bulunan gökler yaratılmadan, bütün kapıları örten, perdeler gerilmeden, karanlık gece zifiri karanlığa bürünmeden; azgın deniz durgunlaşmadan, geniş yoldan, yeryüzü döşenmeden, güvenilecek ve dayanılacak hiçbir şey olmadan önce kaim ve daim olan O'dur. Eşsiz, örneksiz olarak mahlukatı yaratan, onların mabudu ve râzıkı olan; onlardan sonra da baki olan O'dur. Güneş ve Ay, O'nun rızasını dileyerek dönüp durur, her yeniyi yıpratır, her uzağı yaklaştırır. Onların rızklarını taksim eden, izlerini amellerini, soluklarının sayısını, haince bakışlarını, gönüllerinden geçeni, kendilerinden bile gizledikleri şeyleri, analarının rahimlerinde konaklayacaklarını, babalarının bellerinden zuhur edeceklerini, zamanların sonuna, çağların nihayetine dek sayan, tesbit eden ve bilen de O'dur. Rahmetinin genişliği içinde düşmanlarına olan kahrı, azabı daralan, çetinleşen; azabının darlığı içinde; evliyasına rahmetini genişleten, ibadet edilen O'dur. Kendisine karşı üstünlük güdeni kahreder, savaşa girişeni helak eder, düşmanlık edip uzaklaşanı zelil eder. Düşmanlık edene galip gelir. Kim O'na dayanırsa O, ona kafidir. Kendisinden isteyene cevap verir, yolunda borç verenin, kendisine şükredenin mükafatını da verir. Ey Allah'ın kulları! Yaptıklarınız tartılmadan önce kendinizi tartın. Hesaba çekilmeden önce kendiniz hesaba çekin, boğazınız sıkılmadan önce nefes alın. Zorla sürülüp götürülmeden râm olun. Bilin ki ; kendisine yardım etmeyip, ümit vermeyen, nefsini sakındırıp korkmayan kimseye, başka bir kimsenin öğüdü ve korkutması fayda vermez. 90