Veli Nebi Tezadı

Selçuklular Ortadoğu’ya indikleri zaman Bağdad Şiî Büveyhoğulları’nın eline geçmiş, Mısır’da ise bir Şiî devleti (ve halifeliği) kurulmuş bulunuyordu. Sünnî İslâm hilâfetinin doğusundaki ve batısındaki bu Şiî güçler siyasî bakımdan birlik halinde değillerdi, ama onların ideolojik hücumları hemen hemen ayni tip tesirler icrâ etti. Gazâlî’den biraz önce Büveyhoğulları’nın hâkimiyeti zamanında sünnî doktrini dışındaki cereyanlar üzerindeki siyasî baskının kalkması üzerine büyük bir hayatiyet kazandılar. Bunlardan biri olan İhvân-ı Safâ hareketi Yeni-Eflâtuncu mistisizmi İslâm düşüncesine sokmakta büyük rol oynadı. İhvân-ı Safâ bir gizli cemiyetti. O tarihlerde gerek Fâtımîler’in, gerek İsmailîler’in İhvân-ı Safâ cemiyeti tarafından yayılan fikirleri benimsemiş olmalarına bakılırsa, bu cemiyetin neşrettiği risâlelerin siyasî maksatlara hizmet ettiği düşünülebilir. İsmailî doktrini İhvân-ı Safâ felsefesinin bir kopyesidir; her iki harekette de doktrine adam kazandırmak için kullanılan usûller aynıdır. Burada Yeni-Eflâtuncu sudûr nazarîyesi Tanrı’dan Mehdî’ye kadar İsmailî hiyerarşisini temsil edecek bir kalıba dökülmüştür. Özellikle önemli bir husus hakikatin zâhirde değil bâtında olduğu ve peygamberlerin zâhir’i, velîlerin bâtın’ı temsil ettikleri iddiasıdır. Böylece Peygamber şeriatı, Ali -ve ondan sonraki imamlar- de hakikat’ı temsil etmektedir; hakikat ise şeriat’ın üzerinde olmak itibariyle velînin nebî’ye (Peygamber’e) üstünlüğü burada ortaya çıkar.
Erol Güngör - İslam Tasavvufunun Meseleleri - Sayfa 70

Türü
Araştırma
Sayfa Sayısı
220
Baskı Tarihi
1998
Yazılış Tarihi
1982
ISBN
975-437-042-7
Baskı Sayısı
7. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Yayın Evi
Ötüken
Hicret'in 15. asrına girdiğimiz şu yıllarda 'İslam bir inanç sistemi ve hayat nizamı olarak bütün dünyanın ilgisini çekmektedir. ''İslamın Bugünkü Meseleleri'' adıyla neşrettiğimiz eserde yazar, bu meseleyi sosyal ilimci gözüyle incelemişti. Bu kitapta ise, aynı metodla tasavvuf meselelerini ele almaktadır. Günümüzde tasavvuf Türk aydınının zihnini ne bakımlardan meşgul etmektedir? Çağımızın tarih, felsefe, sosyoloji-psikoloji bilgileri hesaba katıldığında, tasavvuf üzerinde nasıl bir değerlendirme yapılabilir? Tasavvufi düşüncenin geleceği ne olabilir? Tasavvufun İslam'daki yeri nedir?