Yirmi Üç Sene Maaşsız

1935 yılında Hacı Hafız Efendi, Arif Hikmet Kütüphanesi'nde maaşsız ve tek başına kalmıştı. Fakat o buna rağmen: "Maaş olmazsa, bu kütüphaneyi kapatacak mıyız? Arif Hikmet Bey; malı, mülkü nesi varsa bu kütüphaneye tahsis eder, vakfeder de, ben de canımı tahsis edemem mi?" diyerek, binada kalmış. Yalnız başına açıp kapatmaya, süpürüp temizlemeye baş­lamış. 1935'ten 1950'ye kadar kendisine katılıp çalışıp yardım edenler olmuşsa da 1950'den sonra onlar da ölmüş, gitmiş, da­ğılmışlardı. 1958'deki vefatına kadar sekiz sene tamamen yalnız kalmıştı. Yalnız Cuma günleri oğlu Mahmud Efendi gelir, ortak­ Medine-i Münevvere'deki hayatimi anlatmaya başlarken Eğinli Hoca Efendi'nin, o kadar maddî sıkıntısına rağmen, yük­sek bir bedelle, kütüphanenin evini Ramazan ayı için kiralamak isteyen Mekkek bir zenginin bu talebini: "Mekkeliler nargile içerler. Bu aileden de muhakkak bir içen vardır. Tömbekinin dumanı Peygamber-i Zişan'ı rahatsız eder. Ben buna dayanamam. Aç kalmaya, ölmeye razıyım. Resul-i Ek­rem'in ruh-u saadetini rencide edemem..." diyerek geri çevirdi­ğini hikâye etmiştim. Yirmi üç sene maaşsız idare ettikten sonra, hastalanınca da oğluna vasiyet etmiş: "Oğlum ben ölürsem, müracaat et Maarifteki maaşını bura­ya çevirt, gel kütüphaneyi devam ettir. Seni buraya müdür tayin etsinler. Allah bırakmaz, korkma" demişti... Vefatından sonra dediği gibi yapıldı. Oğlu Mahmud Efendi, Maarifteki maaşıyla müdür oldu.
Mehmet Ertuğrul Düzdağ - Üstad Ali Ulvi Kurucu Hatıralar-2 - Sayfa 381

Türü
Hatırat
Sayfa Sayısı
406
Baskı Tarihi
Haziran 2007
ISBN
9944-125-12-1
Baskı Sayısı
2. Baskı
Basım Yeri
Gaziemir / İzmir
Yayın Evi
Kaynak Yayınları
Editörü
Şeref Yılmaz
Yazan: AHMED ŞAHİN Yazı Kaynağı: Zaman Gazetesi, Ailem Eki, Sayı: 228 Çileli bir devrin hikayesini Ali Ulvi Kurucu merhumun hatıralarından okumak büyük bir şans. Hayatını tamamen ilme adamış yüksek bir kâmet olan merhum Kurucu, hatıralarıyla da irşad vazifesini yerine getiriyor.