erdem

Türü
Araştırma
Sayfa Sayısı
352
Baskı Tarihi
2016
ISBN
978-975-539-181-6
Baskı Sayısı
3. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Yayın Evi
Ayrıntı
Editörü
Mehmet Küçük
Mütercimi
Alev Türker
Orijinal Adı
Postmodern Ethics

Yıllardır modern sanayi uygarlığını tartışıyoruz. İlk günahı kimin işlediğini, insanın bir zamanlar doğayla barışık bir halde yaşadığı o güzel günlere kimin son verdiğini, bizi fırtınaların orta yerinde kimin çırılçıplak bıraktığını bulmak için daha çok tartışacağız. Çünkü “Tanrı(nın) öldü”ğünü bilmek, geleneğin zincirlerini parçalamak yetmedi; bu kez özgürlük ciğerlerimizi yakmaya başladı. Özgürlük kendinin, ayrıca ötekinin sorumluluğunu üstlenmek, belirsizliklerle, çözülmez çelişkilerle sarmaş dolaş yaşamak, yani, modern bireyler olmak demekti.Ama ağır geldi özgürlük. Taşıyamadık.

Bilgeliğe, ona en az inandığımız zaman ihtiyaç duyuyoruz

Hayatta, “doğa yasaları”nın bilgisinden veya teknik becerilerden dahasık ve daha yoğun bir şekilde ahlâki bilgi ve becerilere ihtiyaç duyuyoruz. Ama bu bilgi ve becerileri nereden edineceğimizi bilmiyoruz; bu bilgi ve beceriler bize sunulduğu zaman da (eğer sunulursa), onlara tamamen güvenip güvenemeyeceğimizdcn pekemin olamıyoruz. Bugünkü ahlâki durumumuzun en derin çözümlemecilerinden biri olan Hans Jonas’ın gözlemlediği gibi, “kullanımında bu kadar az kılavuz olan bu kadar çok güç hiçbir zaman yoktu... Bilgeliğe, ona en az inandığımız zaman ihtiyaç duyuyoruz”.


Türü
Roman
Sayfa Sayısı
0
Baskı Sayısı
0. Baskı
Yayın Evi
Everest Yayınları
Or’da Kimse Var mı?” dörtlüsünün üçüncü kitabı Valla Kurda Yedirdin Bern’de Türk solunun ve Kürt sorununun resmi çiziliyor. “Türküm…kendi insanımın manzaralarını seviyorum… Buna milliyetçilik diyorsan, öyle olsun!” diyor Günay Rodoplu, ve devam ediyor. “Milliyetçi’ olduğum içindir ki, Kürtlerin köken arayışlarını empatiyle izliyor, elimden geldiği kadar yardımcı olmaya çalışıyorum. ‘Mızıka çalındı, düğün mü sandın?’ türküsü içimi titretirken, Şiran’ın ‘Hanımaı mın, bermaya mın’ feryadına kulak vermemem mümkün mü?

Tao

Arnavut kaldırımı döşeli Tao'da yürüyoruz. 'Tao' Tabiatın Yolu, dirayetli yaşamanın yolu. Bir düşünme, daha doğrusu, düşünmeme biçimi. Düşünce yapay bir düzenlemedir. Sadece tartışmaya yarar. Hayata yarardan çok zarar getirir. 'Yol' aklın yapay düzenlemelerini ve avadanlıklarını reddederek bulunur. Alçak gönüllü bir geri çekiliş, kırsallık, doğanın sözcüklere dökülmeyen idraki. Malumat dirayet değildir, tersine, öğrenim arttıkça sahtekarların sayısı da artar. Malumat erdem değildir, hiç kimse bilgelikten bir aydının uzak olduğu kadar uzak olamaz. Ustalar tartışmazlar, tartışmacılar usta değildir. [...] Düşünülebilecek en kötü irade şekli filozofların iradesidir, çünkü her doğal oluşumu teori ve kanunlar çerçevesinde düşünür, toplumu geometri gibi yapılandırmaya kalkarlar. Kuralların, yaşama özgürlüğünü, parçaların hayatiyetini öldürdüğünü idrak etmezler. Özgürce kavradığı, serbestçe yürttüğü işin hazzını ve verimliliğini bilen sade insan, daha iyi bir yöneticidir, çünkü kanunların tehlikeli olduklarını, faydadan çok zarar getirdiklerini bilir. Böyle bir idareci, insanlara olabildiğince az kural getiren idarecidir.