Öteden beri, insanlar nesnelerle açıktan bir ilişkiye girerek hayatlarını anlamlı kılmaya çalışmışlar; nesnelere dayalı bilgi kuramlarını geliştirerek bilgiyi en geniş anlamlarıyla öğrenmeyi amaçlamışlardır. Buna erişebilmek için de, şeylerin kökeninin, kaynağının ve yapısının kavranmasını, ilke ve özünün bilinmesini şart koşmuşlardır. .......... S.102
Ne ki, ellerindeki bu bilgiler ve başvurdukları bilgi kaynakları, insanları yarı yolda yüzüstü bırakmıştır....... s.102
Kafir için “mutlak bilgi”ye inanmak diye ber şey söz konusu olmazken, Müslüman için “mutlak bilgi”ye inanmak büyük önem arzeder. S.104
İslami bir bilgi çeşidine sahip olmak, bu bilginin kıstaslarına bağımlı kalmak, idrak edip izaha çalışmak Müslümanların tek çıkar yoludur. Müslümanlar için insan ve alem hakkındaki bütün bilgi çeşitlerinin dayandığı, beslendiği “asli bilgi” merkezi İslami kıstaslardır. S.106
Hayatımızı anlamlı kılmamız, kul olabilmemiz, hem kendimizi hem de alemi anlayabilmemiz, yükümlülüklerimizi yerine getirebilmemiz, necata ermemiz ancak ona, o kutsal kitaba yönelmemizle mümkündür. Bu bilgi merkezinin dışındaki bilgi kaynaklarından yararlanmak, biraz rasyonalizm, biraz pozitivizm, biraz pragmatizm, biraz da empirizmden koparak beslenmek, sonra da müslümanca düşünüp müslümanca yaşıyorum demek biz müslümanları nereye götürür acaba? S.106
Her Duvar Bir Kapıdır -
Sayfa 102
-