Cumhuriyet idealinin krizi

Yeni ulusal kimliğinin esası olarak sunulan Kemalist cumhuriyet fikri, birleştirici bir ideal olarak zayıftır. Israrlı propagandaya rağmen "tutmamıştır". Tutmadığı, üç-beş yıl içinde anlaşılmıştır. Ulus fikrinin temeli, bir devletin vatandaşları arasında bir kardeşlik ve dayanışma duygusu yaratmak; ülkeyi yöneten devletin "iyi" ve "bizim" olduğu kanısını yerleştirmektir. Oysa, 1923-24'te tanımlanan cumhuriyet ülküsü, yerini almaya çalıştığı "müslümanlık" fikrinin şümulüne, duygusal sıcaklığına ve siyasi esnekliğine sahip değildir. Şümulüne sahip değildir: çünkü toplumsal ve bireysel yaşamın her vechesini kucaklama iddiasındaki İslamiyetin aksine, cumhuriyet fikri halkın büyük çoğunluğunun gerçek yaşamına yabancı, soyut bir kavramdır. Yirmiüç Nisan ve Yirmidokuz Ekim törenleri dışında, halkın yaşamında gerçek bir anlam ifade etmez. Duygusal sıcaklığına sahip değildir: çünkü toplumun yüzyıllardan beri "bizim" saymaya alıştığı İslamiyetin aksine, cumhuriyet "birilerinin" tasarlayıp yürürlüğe koyduğu bir projedir. Toplumsal bünyeye eski bir pijama gibi oturan İslamiyetin aksine, cumhuriyetin simgeleri şapka ve kravattır. İmam, halktan biridir; cumhuriyet fikrinin misyoneri olan öğretmen, köye dışarıdan gelir. Siyasi esnekliğine sahip değildir: çünkü ünlü tabiriyle "herkesin ve hiç kimsenin" olan, dolayısıyla hiç kimseyi kolay kolay dışlayamayacak olan İslamiyetin aksine, cumhuriyet, son derece katı sınırları olan bir siyasi tercihle özdeştir. İslamiyet için hayatını seve seve feda edecek insanlar vardır; oysa 1920'lerin sonunda, rejim ileri gelenleri dışında kimsenin Kemalist cumhuriyet için hayatını isteyerek feda edeceğini düşünemeyiz. 1922'de, evet, Mustafa Kemal Paşa Türk halkı arasında son derece popülerdir: ama bu popülerliğin temeli, "İslam milleti" adına Ruma, Ermeniye ve Hıristiyan Batı'ya cidal etmiş olmasıdır. Bu temel, 1924 ve 1925 yıllarında tahrip edilmiştir. Halifeyi kovduğu, tarikat ve türbelere savaş açtığı, "gâvur" başlığı ile yazısını empoze ettiği noktada Gazi'nin popülerliğini koruyabilmiş olduğu çok şüphelidir. Açıkça karşı tavır almayanların bile, Anadolu insanına özgü "bekle gör" tavrına girmiş olduğunu düşünmek, gerçekçilikten uzak olmaz.
Sevan Nişanyan - Yanlış Cumhuriyet Atatürk ve Kemalizm Üzerine 51 Soru - Sayfa 335

Türü
Araştırma
Sayfa Sayısı
438
Baskı Tarihi
Mayıs 2008
ISBN
978-975-9169-77-0
Baskı Sayısı
1. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Yayın Evi
Kırmızı
Editörü
Fahri Özdemir
"Bu çıkmazı aşmak için, bir zihin devrimine gerek vardır. Türkiye'de çağdaş ve özgürlükçü düşünce, kendisini yetmiş veya seksen yıldan beri cenderesine alan ipoteği atmalı, Türk modernleşmesinin tarihi eleştirel bir gözle yeniden değerlendirilmelidir." Ancak bu kambur atıldıktan sonradır ki, Kemal Atatürk adındaki parıltılı ve trajik insan, gerçek boyutlarında ele alınabilir; Türkiye gibi toplumlarda yüzyılda bir yetişen bu büyük kabiliyet, olağanüstü ihtirasları ve olağanüstü hatalarıyla, tarihte ait olduğu yere konabilir."