Liberalizmin savunduğu "özgürlük" dine karşı olabilme özgürlüğüdür

Neden Altını Çizdim?
Müslüman, sadece kendisi için değil tüm insanlar için izzet ve şerefli bir hayat talebinde bulunur. İslam da bunu garanti altına alır. İslam yerine, özgürlük adına başka sistemlerin gölgesi altına girildiğinde kaçınılmaz şekilde bir sömürü sisteminin karanlığı içine girilmiş olur.
... Çünkü Lİberalizm, müstakil bir düşünce sistemi içermez, fakat bir zihniyeti, bir kafa yapısını, bir düşünme edasını ve üslubunu, bi düşünme tarzını ifade eder, fakat kendisi başlı başına bir sistem değildir. ...Ancak bu özgürlük kendi hayatiyetini dine (Kilise'ye) karşı oluşuna borçludur. Çünkü liberalizmin temelini teşkil eden özgürlük, kendini dine (Kilise'ye) karşı özgür hissetmekten başka birşey değildir. Liberalist, dine toleranslı besleyebilir, onun var oluşuna göz yumabilir, ama kendisinin, eğer görüşlerini sonuna kadar götürebiliyorsa, söz konusu düşünme tarzının icabı dindar olmaması gerekir. Burada anlatmak istediğim inceliğe dikkat çekmek istiyorum: ... Meselâ İbn Haldun, faizin haram sayıldığı bir iktisadi ortamda ticaretin serbestçe icra edilebilmesi için devlet müdahalesinden masuniyeti öngörürken; Batı anlayışındaki liberalizmde, Hristiyanlıktaki faiz yasağına rağmen, fazili işlemlere de serbestlik öngören bir düşünme tarzı söz konusudur. Kısaca söylersek, liberalizmdeki özgülüğün içeriğinde "secularizm" (dünyevilik, dindışılık) mevcuttur.
Rasim Özdenören - Yeni Dünya Düzeninin Sefaleti - Sayfa 113

Türü
Diğer
Sayfa Sayısı
219
Baskı Tarihi
1996
Yazılış Tarihi
1996
ISBN
975-355-187-8
Baskı Sayısı
1. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Yayın Evi
İz
Yazdığı tüm eserlerde "Müslümanca düşünme" kaygısını öne çıkaran Rasim Özdenören'in 1996 baskılı bu eseri, 28 Şubat döneminin baskıları altında dahi gayet mutedil şekilde kaleme alınmış ve "yeni dünya düzeni" persektifinden Müslüman'a İslam'a teslim olmayı öğreten bir eser.