Osmanlı devletinde Türkler aşağılanır mıydı?

Osmanlı devletinde Tanzimat sonrası dönemde görev yapan 41 sadrazamın 35'i doğma büyüme Türk, yani "baba dili Türkçe olan Anadolu ve Rumeli müslümanı"dır. Diğer beş sadrazamdan ikisi çocuk yaşta Türkleşmiş yabancı köle, dördü Türkleşmiş Arnavut veya Kafkasyalıdır. Devletin en üst siyasi makamına bu dönemde gelenler arasında gayrımüslimler bulunmadığı gibi, Arap ve Kürt de bulunmaz. Benzer oranlar aynı dönemin şeyhülislamları ve askeri erkânı için geçerlidir. 1839'dan sonra atanmış olan 26 şeyhülislamın biri Arap, ikisi Türkleşmiş Dağıstanlı ve Boşnak, diğerleri doğuştan Türktür. (Kaynak: İbnülemin, Son Sadrazamlar. Köle kökenlilar İbrahim Edhem ve Tunuslu Hayreddin, Arnavutlar Mustafa Naili, Avlonyalı Ferit ve İzzet Paşalar, Kafkas kökenli olan ise (Bağdatlı olduğu için genellikle yanlış olarak Arap sanılan) Mahmut Şevket Paşadır. 35 sadrazam arasında gayrımüslim olarak doğup küçük çocukken esir alınarak müslüman edilen sadece İbrahim Edhem Paşa görünüyor.) Serasker ve harbiye nazırlarının tümü Türk veya Türkleşmiş Balkan/Kafkas asıllılardır. Gayrımüslimlerin istihdam edildiği tek yüksek devlet makamı olan hariciye nazırlığında da Türkler ezici çoğunluğu temsil ederler: Tanzimat sonrası dönemin 32 hariciye nazırı (dışişleri bakanı) arasında, gayrımüslim olan üçü dışındakilerin tümü, sadece müslüman değil aynı zamanda Türktür. (Danişmend, İzahlı Osmanlı Tarihi Kronolojisi, c. 4. Arap olan tek şeyhülislamın 1918'de kurulan Tevfik Paşa kabinesinde yer almış olması ilgi çekicidir. Arap ülkelerinin tümünün fiilen elden çıkmış olduğu bu tarihte, Osmanlı hükümeti Arabistan'ın en azından bir kısmını barış konferansında yeniden kazanmak ümidindeydi.) Türklerin imparatorluk nüfusu içindeki payı, 1840'ta %40 ve 1914'te %50 dolayındadır. Şu halde, ülke nüfusunun beşte ikisi ila yarısını oluşturan bir etnik unsur, devletin üst makamlarını (ve ayrıca orta ve alt makamlarının tamamına yakınını) fiilen tekeline almış gözükmektedir. Eğer "horlama ve aşağılamadan" kastedilen buysa, bunun hayli enteresan bir horlama yöntemi olduğu kabul edilmelidir. Üç gayrımüslim hariciye nazırı 1878-79'da göreve gelen Aleksandr Karatodori ve Sava Paşalarla 1912-13'te Ahmet Muhtar ve Kâmil Paşa hükümetlerinde aynı görevi üstlenen Kapriel Noradungyan Efendidir. "Tanzimat döneminde Osmanlı hariciye nazırlarının çoğunun gayrımüslim olduğuna" ilişkin bir inanış, günümüz Türk kamuoyunda hayli yaygındır.
Sevan Nişanyan - Yanlış Cumhuriyet Atatürk ve Kemalizm Üzerine 51 Soru - Sayfa 309

Türü
Araştırma
Sayfa Sayısı
438
Baskı Tarihi
Mayıs 2008
ISBN
978-975-9169-77-0
Baskı Sayısı
1. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Yayın Evi
Kırmızı
Editörü
Fahri Özdemir
"Bu çıkmazı aşmak için, bir zihin devrimine gerek vardır. Türkiye'de çağdaş ve özgürlükçü düşünce, kendisini yetmiş veya seksen yıldan beri cenderesine alan ipoteği atmalı, Türk modernleşmesinin tarihi eleştirel bir gözle yeniden değerlendirilmelidir." Ancak bu kambur atıldıktan sonradır ki, Kemal Atatürk adındaki parıltılı ve trajik insan, gerçek boyutlarında ele alınabilir; Türkiye gibi toplumlarda yüzyılda bir yetişen bu büyük kabiliyet, olağanüstü ihtirasları ve olağanüstü hatalarıyla, tarihte ait olduğu yere konabilir."