Türü
Hatırat
Sayfa Sayısı
406
Baskı Tarihi
Haziran 2007
ISBN
9944-125-12-1
Baskı Sayısı
2. Baskı
Basım Yeri
Gaziemir / İzmir
Editörü
Şeref Yılmaz
Yazan: AHMED ŞAHİN
Yazı Kaynağı: Zaman Gazetesi, Ailem Eki, Sayı: 228
Çileli bir devrin hikayesini Ali Ulvi Kurucu merhumun hatıralarından okumak büyük bir şans. Hayatını tamamen ilme adamış yüksek bir kâmet olan merhum Kurucu, hatıralarıyla da irşad vazifesini yerine getiriyor.
Neden Altını Çizdim?
İyi şiir nasıl ayıredilir? Ayırdedilmeli midir? Herkesin her yazdığı şiir "şiir" kabul edilebilir mi?
Şiirde Her Kelime Değerlidir
Gerçi şiir başka şeye benzemez. Nesir gibi değildir. Az, mahdut ve muayyen kelimelerle, hisler, tehassüsler, heyecanlar ve bazen derin düşünceler ifade edilecektir. Mısraların ölçüsü, kafiyesi, hece sayısı veya daha güç olan aruz vezni vardır.
Merhum İhsan Efendi'nin söylediği mühim sözlerden birisi de şudur:
"Bir şiirin, lügate bakılmadan anlaşıldığını bugün işitiyoruz. Böyle şey olur mu? Şiir için mutlaka kamusa bakılmak icap eder. Şiir bir oturuşta yazılamayacağı gibi, bir oturuşta anlaşılamaz da... Şiirin bir değeri vardır... Şair, kullandığı kelimelere dikkat eder, seçer, en münasibini alır. Okuyan da, acaba şair bu mısrada, şu kelimeyi hangi mânâda kullanmış; acaba neyi kasdediyor; acaba benim bilmediğim başka bir mânâsı var mı, diye lügate bakar..."
Türü
Hatırat
Sayfa Sayısı
384
Baskı Tarihi
2005
Yazılış Tarihi
1982
ISBN
975-00125-1-8
Baskı Sayısı
1. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Editörü
Halil Açıkgöz
Bu kitabın yazarı aslında Halil Açıkgöz ancak altını çizdiğimiz tüm satırlar Cemil Meriç'e ait olduğundan yazarı Cemil Meriç olarak girdik.
Neden Altını Çizdim?
Karanlıkta birbirimize gülümsemeye daha ne kadar devam edeceğiz?
Cemiyette ölçü yoksa tenkit de yapılamaz!
Tenkidin olması için ortak ölçülerin olması lazım. Tenkitçi belli ölçülere dayanarak konuşur. Cemiyette ölçü yoksa tenkit de yapılamaz. Ortak şuur. Tenkit, güzele, doğruya davettir. Bugün bütün Türkiye'ye seslenen bir yayın ve insan yok. Ölçü buhranı var. Yapılan herşey karanlıkta birbirine gülümsemekten ibaret.
Türü
Deneme
Sayfa Sayısı
324
Baskı Tarihi
1999
Baskı Sayısı
2. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Bir sanat eseri, yaratıldığı devre göre ve o devrin hassasiyetini, zevkini ve anlayışını en iyi ifade ettiği için mi değer kazanır? Yoksa o devri aşan, her zaman için taze, hatta her zaman yeni güzelikleri keşfedilen ebedi değerlere mi sahiptir? Başka ve daha kestirme bir deyimle, bir eserin, bilhassa bir şaheserin değeri "tarihi" midir, "ebedi" mi?
Batıda bu mesele çok münakaşa edilmiştir. Geçen asrın büyük Fransız tarihçisi ve filozofu Ernest Renan "İlmin Geleceği" adlı meşhur eserinde tarihi görüşü savunur.
"Mutlak bir hayranlık daima sathidir.
Ölçü Anarşisi
Son yarım asır içinde, Türkiye'de klâsik ölçülere isyana başlayan genç nesiller, onların yerine grup ölçüleri ikâme edememişlerdir. Batıdaki mânâsiyle bizde sistemli san'at grupları yoktur. Bazı arkadaş topluluklarının kendilerine has, fakat sistemsiz olduğu için tezadlarla dolu, değişken ve belirsiz tercihleri vardır. Bunların bir sistem haysiyetinden mahrum oluşu, topluluk mensupları arasında da geçimsizliklere sebep olur.
Bu tercih anarşisi içinde, Türk tenkidçisi, objektif tenkid imkânlarından tamamiyle mahrum olduğu gibi, grup ölçülerini de temsil edemediği için, tenkid hükümlerinde tamamiyle şahsî kalır ve bir eser hakkındaki düşüncelerinin hülâsası "hoşlanıyorum" veya "hoşlanmıyorum" hükmünde toplanır. O zaman tenkidçinin okuyucu seviyesini aşamadığı ve ona yol gösterici olamadığı görülür.
Doğuda tenkidin kaside, hiciv ve küfür halinde kalması, güzellik ölçülerinin bir gruba mal edilecek kadar bile sabit bir değerler sistemine bağlı olmamasındandır.
Türkiye'de de bunun için batılı mânâsiyle bir tenkid henüz yoktur. Bütün güzel san'atlarımız gibi edebiyatımız da bu ölçü anarşisinin büyük sıkıntısı içindedir.
Milliyet