strateji

Türü
Araştırma
Sayfa Sayısı
584
Baskı Tarihi
Eylül, 2010
Yazılış Tarihi
Nisan, 2001
ISBN
978-975-6614-51-8
Baskı Sayısı
53. Baskı
Basım Yeri
Vefa/İstanbul
Yayın Evi
Küre Yayınları
Editörü
Mustafa Demiray
Orijinal Adı
Stratejik Derinlik

Dinamik bir uluslararası çevrede

Dinamik bir uluslararası çevrede kendileri de dinamik bir değişim süreci içinde bulunan toplumların önünde temelde üç farklı psikolojiye dayanan üç farklı alternatif vardır: Birincisi. kendi dinamizmini sınırlayan statik bir tavrı benimseyerek uluslararası yapının dinamizminin geçmesini beklemek ve bütün tanımlama ihtiyaçlarını uluslararası sistemin istikrar kavuşmasına kadar ertelemektir. Eğer bir toplum kendi dinamizminden korkuyorsa ve kendisini bu nedenle statik tanımlamalar içinde tutmaya çalışıyorsa bu yolu tercih edecektir. İkincisi, kendi dinamizminin odaklandığı güç unsurlarının anlamlandırmaksızın kendini uluslararası dinamizmin akışına kaptırmaktır. Bu da kendini tarih içinde bir özne olarak tanımlama sıkıntısı çeken ve tarihi akan bir nehir, uluslararası güç merkezlerini bu nehri yönlendiren etken unsurlar, kendini de bu akışa kapılmak zorunda kalan sıradan bir nesne olarak gören bir bakış açısının ürünüdür. Üçüncüsü ise kendi dinamizminin potansiyelini uluslararası dinamizmin potasında bir güç parametresi haline dönüştürebilme çabası içine girmektir. Bu tercih her iki dinamizmin kaynaklarını da, mekanizmasını da, akış seyrini de resmedebilen, açıklayabilen, anlayabilen ve anlamlandırabilen bir yaklaşımının ürünü olabilir. Birinciler bir özgüven, ikinciler bir kimlik tanımlaması problemi ile boğuşurken üçüncüler kendi tarih ve coğrafya derinliklerinden kaynaklanan bir özgüvene sahip olmanın psikolojik gücü ile sadece diğer iki yaklaşımca risk unsuru gibi görünen kendi dinamizmlerini bir güç oluşturma kanalına akıtmayı bilmekte kalmaz, aynı zamanda uluslararası dinamizmin dengeye dönüşmesi sürecinde belirleyici olabilen bir strateji performansı da gösterebilirler. Bu çerçevede birinciler vakit kazanmaya ve dinamizmi geçiştirmeye, ikinciler dinamizmin sarhoşluğunda vakti unutmaya yönelirken, üçüncüler vaktin her anını geleceği şekillendirme potansiyeli taşıyan bir büyük değer olarak telakki eder ve hakkıyla değerlendirilmeden geçen her anı kaçırılan bir büyük fırsat olararak görürler.Birinciler kendi toplumsal potansiyellerini kontrol altında tutmaya, ikinciler kendi toplumları ile yabancılaşarak küresel trendlerin trenini kaçırmamaya çalışırken, üçüncüler kendi toplumları ile tarihi bir yürüyüşe çıkmış olmanın kararlılığı içinde toplumun kendi kendi bünyesinde barındırdığı her dinamik unsuru gerektiği anda ve gerektiği şekilde kullanmaya çalışırlar. Birinciler kendi yerel varoluş alanlarını korumaya, ilinciler yerel varoluş alanlarından koparak mümkün olduğunca kısa bir zamanda küresel varoluş alanlarına ulaşmaya çalışırken, üçüncüler kendi yerel varoluş alanları ile küresel varoluş alanları arasında yeni bir anlamlılık ilişkisi kurarak gelecek nesillerini tarihte onurlu birer özne kılacak zemini hazırlamaya çalışırlar. Birinciler kaosun anaforundan korunmaya, ikinciler bu anafora kapılmaya çalışırken, üçüncüler kaostan kozmosa geçişin aktörleri olmaya gayret ederler.