Bu kıssaya elem gerekir...

Aynülkuzat Hamedanî'ye bir yoldaşı -ki birlikte yaşıyorlardı ve varlığı birbirine dert ortağı kılmışlardı. (halbuki varlığın bizzat kendisi en büyük derttir.) Bu her nefesinde ona niyet ediyor ve bakışında bunu görüyordu - şöyle dedi: "Tasavvuf adabı, hırka giyme geleneği, bıyık bırakma sünneti ve dervişlerin yoluna girme usulü hakkında bir kitap yaz. Böylece tarikat yolculuğuna çıkan talibe ve talep vadisine girenlere faydası olsun. Öyle ki gönül ehlinin isteği, nazar ehlinin kastı, sevgi ateşiyle yananların sevgilisi ve yol sevdalısının maksadı olsun... (...) Aynülkuzat bunu kabul etti, bütün gücüyle bu kitabı yazmaya koyuldu. On ikinci yılın sonunda bitirdi, on iki yıllık evden uzakta kalmasını bu önerinin hatırına gerçekleştirdi ve bu gurbetin nedenini düşündü. O, sefa sufilerinin âdeti ve Mustafa şeriatının yolu üzere hırka giymenin adabını yazabilmek için uzun gecelerde sabaha kadar uyumadı, uzun gündüzlerde gaflete dalmadı. Dostu öyle istiyordu, bu konuda büyük bir ciddiyet gösterdi. (...) Bir çok bölüm yazdı, temel ilkeler tespit etti, şerh yazdı, çok sayıfa ince nükte ortaya koydu, sayfalar dolusu yazı yazdı ve kitabı bitirdi, yeniden gözden geçirdi, kızdı, perişan oldu, sözünü çevirdi, yeniden baktı, kızdı, sözü yaktı, suda yıkadı, son cümleyi bıraktı, dosta verdi. Tarihte yer aldığına göre o cümle şuydu: "Bu kıssaya elem gerekir, kalemden hiçbir hayır gelmez."
Ali Şeriati - Yalnızlık Sözleri II - Sayfa 227

Türü
Diğer
Sayfa Sayısı
520
Baskı Tarihi
Mart 2010
ISBN
978-975-60047-89-0
Baskı Sayısı
0. Baskı
Yayın Evi
Fecr Yayınevi
Mütercimi
Okan Sevinç
Orijinal Adı
Gofteguhayı Tenhayi
O, inançları uğruna bu yolu tercih etmişti. İnanç bütün hayatını kaplamış ve genç yaşta siyasi ve toplumsal olaylara karışmıştı. Onu bu yola inançları sürüklemişti. Bir an olsun yürümekten geri kalmadı, hiçbir engel ona mani olamadı. Hiçbir davet ve olay, onu bir an olsun tereddüde düşürmedi. Hikâyesi çok uzundur! Siyasi suçluları ya acı çeksin de teslim olsun diye gurbete sürgün ederler ya da canı yansın diye zindana atarlar. O her ikisine de maruz kalmıştı, gurbette zindana atılmıştı.